KAYDUL

HUKUK


Makaleler » Vergi Hukuku »
Cuma, 19 Nis 2024

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNDE GÖRÜLEN SPACEK LİMİTED ŞİRKETİ – ÇEK CUMHURİYETİ DAVASI


A- MADDI OLAY

-       Başvuran, ticari merkezi  Prak olan ve Çek Cumhuriyeti hukukuna gore kurulmuş olan sınırlı sorumlu bir limited şirkettir[2].

-       1991 yılında başvuran Spacek limited şirketinin selefi 1990 tarih ve 105 sayılı Özel İş Faaliyetleri Kanunu’nun 25. Bölümü ve Maliye Bakanlığınca Maliye Finans Bülteninde 5 Haziran 1990 tarihinde yayımlanan Özel İş Muhasebe Yönetmeliği uyarınca muhasebe kayıtlarını basit usulde defter tutma yöntemine gore tutmuştur[3]

-       Selef Spacek şirketi 31 Mayıs 1991'de Özel İş Faaliyetleri Kanunu’nun  13 bölümünün 3. Maddesi uyarınca Ticaret Siciline tescil edilmiştir[4].

-       Selef Spacek şirketi 1 Ocak 1992 tarihinde çift taraflı (muzaaf) kayıt sistemine geçmiştir. Selef Spacek şirketi 19 Kasım 1992 tarihinde ortadan kaldırılarak başvurucu şirket olan Spacek Limited Şirketi kuruldu[5].

-       Başvuran şirkete Prak Vergi Dairesi tarafından 1991 vergi yılı için 37.200 CZK para cezası ile birlikte 385.600 Çek Korunası[6]  ek gelir vergisi 22 Nisan 1993 tarihinde tebliğ edildi[7]. Ek gelir vergisi ve vergi cezasına dayanak olarak da Selef Spacek şirketinin 2011 vergi yılında Maliye Bakanlığı tarafından 17 Nisan 1991 tarihinde düzenlenen ve 30 Mayıs 1991 tarihinde Maliye Bakanlığı Bülteninde yayımlanan Basit Usulden Çift Taraflı (Muzaaf) Kayıt Sistemine Geçiş Usulü Yönetmeliği’nin 4. Maddesinin e fıkrasına göre  dahil edilmesi gereken 713.971 Korunalık cari aktiflerini dahil etmeyerek gelir vergisi matrahını yükseltmemesi gerekçe gösterilmiştir. Buna gore Selef Spacek Şirketi hem Özel Ticaret Faaliyetleri Kanunu’nu 25. Maddesini hem de Yönetmelik hükmünü ihlal etmiştir.[8]

-       17 Ağustos 1993 tarihinde Prak Vergi Müdürlüğü başvuran Spacek Limited Şirketinin ek gelir vergisi ve vergi cezasına ilişkin itirazını reddetmiştir.  Prak Vergi Müdürlüğü ret kararında Prak 5. Vergi Dairesinin Özel İş Muhasebesi Yönetmeliği ve Basit Usulden Çift Taraflı (Muzaaf) Kayıt Sistemine Geçiş Usulü Yönetmeliğinde yer alan hükümler  uyarınca  ek gelir vergisi ve vergi cezası kararı verdiğini belirtmiştir.  Ayrıca ret kararında bu iki yönetmeliğin Özel İş Faaliyetleri Kanunu’nun 25. Maddesinden kaynaklanan yükümlülükleri netleştirmek amacıyla çıkarıldığını belirtmiştir[9].

-        14 Ekim 1993 tarihinde başvuran şirket Prag Belediye Mahkemesinde[10] dava açtı. Başvuran şirket selef şirketin Özel İş Faaliyetleri Kanunu’nun 25. ve Özel İş Muhasebe Yönetmeliği’ne gore basit usulde muhasebe tuttuğunu ileri sürmüştür. Yine başvuran şirket Özel İş Muhasebe Yönetmeliği’nin ticaret siciline kayıtlı olan olmayan işletmelerin ve Özel İş Faaliyetleri Kanunu’nun 13. Maddesinin 3. fıkrasına gore ticaret siciline tescil edilmiş işletmelerin basit usulde muhasebe tutmalarına olanak tanıdığını iddia etmiştir. Ayrıca başvuran şirket Yönetmelik içeriği hukuken bağlayıcı olmasa da, işletmeler için uygulanması koly olması nedeni ile uygulandığını ileri sürmüştür. Buna gore de Prak Vergi Müdürlüğü’nün bağlayıcı olmayan yönetmelikleri uygulmasının 1992 tarih ve 337 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 2. Maddesinin 1. Fıkrasında yer alan “vergi idarelerinin kanunları ve kanunlar ile uyumlu  olan tüzük, yönetmelik  ve diğer hukuki düzenlemeleri uygulamakla yükümlüdür” hükmünü ve 1989 tarih ve 157 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 2. Maddesinin 1. Fıkrasında yer alan “başvuran şirketin karlarının artması fakat giderlerinin artmaması hukuka aykırılık sonucunu doğurur” hükmünü ihlal ettiğini iddia etmiştir[11].

-       22 Aralık 1993 tarihinde Prak Şehir Mahkemesi başvuran şirketin ek gelir vergisi ve  vergi cezasının iptali için açtığı davayı reddetti. Mahkeme karara gerekçe olarak 1991 yılında Maliye Bakanlığı’nın muhasasebe tutma konusunda düzenleme yapmak için yetkili olduğunu ve yaptığı bu düzenlemeleri yayımlarken Resmi Gazete’yi kullanma zorunluluğunun olmadığı ortaya koymuştur. 1989 tarih ve 131 sayılı Resmi Gazete Kanunu’nun 8. maddesinin 1. Fıkrasının b bendi   merkezi idare birimlerinin yalnızca tüzüklerinin Resmi Gazete yayımlanmasının zaruri olduğunu hüküm altına almıştır. Buna gore başvuran şirket 1991 yılı gelir vergisi matrahı için artışta bulunmadığını, bu durumun Yönetmeliğe uygun olmadığını, bundan dolayı da Özel İş Faaliyetleri Kanunu’nun 25. Maddesinin 2. Fıkrasının ihlal edildiğini ortaya koymuştur[12].

-       1 Mart 1994 tarihinde başvuran şirket Anayasa’nın 2. Maddesinin 4. Fıkrasında yer alan “herkes kanun ile sınırlandırılmamış herşeyi yapmakta serbest olup kanunen zorunlu olmayan hiçbir şeyi de yapmaya zorlanamaz” hükme gore haklarının ihlal edildiği iddiası ile anayasal temyiz başvurusunda bulunmuştur. Ayrıca bu kararın Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı’nın 4. Maddesinde yer alan temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasındaki kanunilik şartına da aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

-       Başvuran şirket temyiz nedenleri olarak Prak Şehir Mahkemesinin Resmi Gazete Kanunu’na gore bağlayıcı, genel olarak ülke çapında uygulanan yönetmeliklerin Resmi Gazete’de yayımlanması gerektiği kuralını,  yönetmeliklerin başlık ve içeriklerinin uyumlu olması gerektiği kurallarını dikkate almadığını iddia etmiştir[13].

-       2 Haziran 1994 tarihinde Anayasa Mahkemesi başvuran şirketin anayasal temyiz talebini asılsız ve dayanaktan yoksun olduğu için reddetmiştir[14].

 

A- İÇ HUKUK DÜZENLEMELERİ VE UYGULAMA

-       Çek Cumhuriyeti vergi mevzuatını Temel Haklar ve Özgürlükler Şartının 11. Maddesini temel alarak kanunilik ilkesine gore uyarlamıştır[15].

-       Başvuran şirkete tahakkuk ettirilen ek vergi ve vergi cezasının uygulandığı dönemde gelir vergisi 1 Ocak 1990 tarihinde yürürlüğe giren 1989 tarih ve 157 sayılı Gelir Vergisi Kanunu kapsamında uygulanmakta idi.

 

B-  Komisyona başvuru ve komisyonun değerlendirmesi

-       Başvuran şirket İnsan Hakları Avrupa Komisyonu’na 22 Kasım 1994 tarihinde başvuruda bulundu.

-        Başvuran Resmi Gazete’de yayımlanmayan ve duyurulmayan bir idari düzenlemeye dayanan ek vergi tarhiyatından dolayı Komisyona başvurmuştur. Bu başvuru ile İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin 1 numaralı Protokolü’nün 1. Maddesinin ihlal edildiği iddia edilmektedir.

-       Komisyon, 14 Ekim 1996 tarihlerinde başvuruyu (no. 26449/95) kabul edilebilir bulmuştur. Bu başvuruya ilişkin 15 Nisan 1998 (eski 31. Maddesi uyarınca) komisyon raporunda 1 No'lu Protokol'ün 1. maddesinin ihlal edilmediği sonucuna varılmıştır.

 

C- HÜKÜMETİN KOMİSYONA SON SUNUMLARI

-        Hükümet dilekçesinde 1 No’lu Protokolün 1. Maddesinin ihlal edilmediğini beyan etmiştir.

D- MAHKEMENİN DEĞERLENDİRMESİ

1-   HÜKÜMETİN İLK İTİRAZI HAKKINDA

-       Hükümet başvuran şirketin 1998 yılı itibarı ile Prak Ticaret Mahkemesinde iflas sürecinin sürdüğünü ve bu sebeple Sözleşmenin 34. Maddesine gore mağdur sıfatına haiz olmadığı ileri sürmüş, Komisyon ise başvuru tarihi olan 1994 yılı itibarı ile Sözleşmenin 34. Maddesine gore başvuru şartlarının bulunduğunu ortaya koymuştur[16].

2-   MÜLKİYET HAKKININ İHLAL EDİLDİĞİ İDDİASI HAKKINDA

-       Başvuran şirket, hükümet tarafından vergi cezası ve ilave tarhiyat ile ek gelir vergisi tahakkuk ettilmesinin Sözleşme'nin 1 No'lu Protokol'ün 1. Maddesinde güvence altına alınan “(1)Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir.

(2)Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez.” Hükmünü ihlal ettiğini ileri sürmüştür.

 

a-  BİR MÜDAHALE OLUP OLMADIĞINI HAKKINDA

- Taraflar arasında Çek vergi makamlarının ek gelir vergisi ve vergi cezası ile Sözleşmenin Ek 1No’lu Protokolünün 1. Maddesi anlamında başvuran şirketin mülkiyetinde bulunan malvarlığına bir müdahalenin olduğu konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır[17].

b- MÜDAHALENİN HUKUKA AYKIRI OLUP OLMADIĞI HAKKINDA

- Huzurda görülen davada başvuran şirketin mülkiyet hakkına müdahalenin hukuka aykırı olup olmadığı Ek 1. Protokolün 1. maddesinin 2. fırkası bağlamında temel sorunu meydana getirmektedir[18].

- Mahkeme ilk olarak mülkiyet hakkına vergi ile gerçekleşen müdahalenin Ek 1. Protokolün 1. maddesinin 2. fırkası bağlamında hukuka uygun olduğunu ortaya koymaktadır. Bu hüküm açıkça Sözleşmeye taraf devletlerin vergilerin ödenmesi için gerekli gördükleri önlemleri almalarını için almaları gereken tedbirleri kabul etmektedir[19].

aa- BAŞVURAN ŞİRKETİN MÜDAHALENİN HUKUKA AYKIRILIĞI HAKKINDA İLERİ SÜRDÜĞÜ VE KARARDA YER ALAN İDDİALARI

Başvuran şirket Özel İş Faaliyetleri Kanunu’nun 25. Maddesine dayalı olarak 1991 yılında basit usul muhasebe kaydı tuttuğunu, 1992 yılında ise çift kayıtlı muhasebe tuttuğunu savunmaktadır. Bu hükme gore de basit usulden çift kayıtlı muhasebe sistemine geçişte gelir vergisi tabanının artırılmasınına gerek bulunmaktadır. Basit usulden çift kayıtlı muhasebe sistemine geçişte gelir vergisi tabanının artırılması Basit Usulden Çift Taraflı (Muzaaf) Kayıt Sistemine Geçiş Usulü Yönetmeliğinde yer almakta olup bu yönetmeliğin Resmi Gazete Kanunu’na gore genel bağlayııcılığı olan bir düzenleme veya düzenleyici bir işlem olmadığı ortaya konulmaktadır[20].

 

 

-       Başvuran şirket, Özel İş Faaliyetleri Kanunu’nun 25. Maddesinden kaynaklanan yükümlülükleri ortaya koymak için çıkarılan Özel İş Muhasebesi Yönetmeliği’nin Resmi Gazete’de yayımlanmaya ihtiyacı olmadığına yönelik hükümetin  Mahkemeye sunduğu savunmasını da eleştirmektedir. Ayrıca başvurucu, hükümütin Komisyona  yaptığı yönetmeliklerin Finansal Bülten’de yayımlanmasının Resmi Gazete’de yayımlanmış gibi etki doğuracağı iddiasını da eleştirmektedir. Başvurana gore devlet tarafından Resmi Gazetede değilde finansal bültende yayımlanarak bağlayıcılık kazanacağı hüküm altına alındığında finansal bültende yayımlanan yönetmelikler bağlayıcı olmaktadır[21].

-       Başvuran şirket, Maliye Bakanlığı’nın Gelir Vergisi Kanunu’nunda değişiklik yapan ve1 Ocak 2000 tarihinde yürürlüğe girecek düzenlemenin hazırlık aşamasında işletmelerin çift taraflı kayıt sistemine geçerken sermaye değerlerine gore gelir verisi tabana artımında bulunması önerinde bulunduğu ileri sürmektedir[22].

-       Başvuran şirket son olarak yönetmeliklerin şirketlerin mali kayıtlarının tutulması, varlıkları, borçları ve yükümlülüklerini Özel İş Faaliyetleri Kanunun gerekliliklerine uygun yerine getirmek için kabul edildiğini ileri sürmüştür. Sonuç olarak bir devletin Sözleşmenin ruhuna uygun bir kanun ile vergi ödemelerini güvenceye alması ancak anayasal düzen içinde yer alan şekil kurallarına ve yayımlama kurallarına uygunluğu ile mümkün olmaktadır[23].

 

bb- HÜKÜMETİN MÜDAHALENİN HUKUKA UYGUNLUĞU HAKKINDA İLERİ SÜRDÜĞÜ VE KARARDA YER ALAN İDDİALARI

-       Hükümet,  özel ticari teşebbüslerin ve ekonomik alt yapının uzun vadeli olarak bir merkezden planlandığını, bu planlamalara gore de vergi ve muhesebe sisteminde yeni vergi ve muhasebe kurallarının getirildiğini ileri sürmüştür. Buna gore de Özel İşletme Faaliyetleri Kanunu’nun birincil norm olarak özel işletme faaliyetlerinde yer aldığını ifade etmiştir. Kanunun 25. Maddesi de basit düzen veya çift kayıt sisteminde  defter tutmayı uyulmsı gereken bir muhasebe ilkesi olarak işletmelere bir yükümlülük şeklinde düzenlendiğini, 1971 tarih ve 21 sayılı Sosyal-ekonomik Bilgilendirme Kanunu’nun da muhasebe ilkeleri hakkında düzenleme yapma yetkisini Maliye Bakanlığına verdiği iddia etmiştir[24].4

-       Ayrıca Hükümet Resmi Gazete Kanunu’nun Maliye Bakanlığ’na muhasebe ilkelerini yayımlamada bir zorunluluk getirmediğini ileri sürmüştür. Buna gore de Maliye Bakanlığı’nın muhasebe alanında aldığı tedbirlere ilişkin yönetmeliklerin de Maliye Bülteninde yayımlandığını ortaya koymuştur. Hükümet Maliye Bülteninde tam da Resmi Gazete gibi, Maliye Bakanlığı tarafından alınan önlemlere ilişkin düzenlemelerin kamuya bildirilmesi kastı ile kurulduğunu,bu davada muhasebe metodlarına ilişkin önlemlerin detaylı bilgisine Resmi Gazetedeki gibi ulaşılabildiğini iddia etmiştir. Hükümet başvuran şirketin de Maliye Bülteninde yayımlanan düzenlemelerin yayın ilkeleri ve aleniliği konusunda bir itirazlarının da olmadığını vurgulamıştır[25].

-       Hükümet defter tutma ile ilgili basit usulden çift kayıtlı sisteme geçişteki usullerin Mayıs 1991 tarihinde Mali Bültende yayımlanan bir yönetmelikle belirlendiğini, Spacek şirketinin ve diğer işletmelerinde bu usulü 6 aydır bildiğini iddia etmiştir[26].

-       Hükümet ilave olarak işletmelerin vergiler ve muhasebe kayıtları hakkında bulunan kurallara dair kapsamlı araştırma yaptıklarını,çoğunun uzmanların danışmanlığına başvurduğunu, uzman kişilern işletmelere gerekli bilgilendirmeyi yaptığını eklemiştir[27].

-       Hükümet sonuç olarak başvuran şirketin mülkiyetine yapılan müdahalenin Gelir Vergisi Kanunu’na, Vergi Usul Kanunu’na ve Özel İşletme Teşebbüsleri Kanunu’na dayandığını, bu hükümlere gore işletmelerin muhasebe kayıtlarını tutmaları gerektiği, bu usul içindeki müdahalenin de Sözleşmenin Ek 1 No’lu Protokolünün 1. Maddesinin 2. Fıkrasına gore hukuka uygun olduğunu, ilave olarak Resmi Gazete Kanunu’na gore muhasebe ilkelerine dair yönetmeliklerin Resmi Gazetede yayımlanma zarureti olmadığından Resmi Gazete’de yayımlayan düzenlemelerin hukuken bağlayıcı olmadığı iddiasının yerinde olmadığını iddia etmiştir[28].

cc- BAŞVURAN ŞİRKETİN VE HÜKÜMETİN SAVUNMASI SONRASINDA MAHKEMENİN MÜDAHALE HAKKINDA DEĞERLENDİRMESİ

-       Mahkeme Ek 1 No’lu protokolün 1. Maddesi  “kanundan” bahsederken Sözleşmenin diğer hükümlerinde de yer alan aynı kavramı kastetmektedir. Buna gore hem kanunları (statutpry law), hem de içtihatları (case law) kapsamaktadır. Kanun kavramı ulaşılabilirlik ve öngrölebilirlik şeklinde ifade edilebilecek niteliksel gereklilikleri bünyesinde barındırır[29]. terimini şekli anlamda değil maddi anlamda değerlendirmektedir. Hem kanundan alt seviyede olan hukuk kurallarını hem de yazılı olmayan hukuk kurallarını hukuk terimine dahil etmektedir.  

-       Mahkeme, başvuruya konu ek verginin tahakkuk ettirildiği dönemlerde özel şirketlerin muhasebe kayıtlarının 1989 tarih ve 175 sayılı Gelir Vergisi Kanun ve buna bağlı değiştirilen hükümler çerçevesinde gerçekleştirildiğini tespit etmektedir. Bu kanun ve buna bağlı sonraki yasal değişiklik de Resmi Gazete’de yayımlanmıştır[30].

-       Mahkeme, işletmelerin muhasebe ilkelerine uygun defter tutma yükümlülüklerinin Özel Teşebbüs Faaliyetleri Kanunu’nun 25. Maddesine gore düzenlemeye kavuşturulduğunu ortaya koymaktadır. Bu düzenleme muhasebe ilkelerini çıkarmaya yetkili makamı ve hangi hukuk ilkelerine gore çıkaracağını belirlememekle beraber Sosya-ekonomik Bilgi Kanunu’nun 14. Maddesi ile Maliye Bakanlığı’nın muhasebe konusunu düzenlemek noktasında genel yetkili olduğunu kabul etmektedir. Bu genel yetki ve Özel TEşebbüs Kanunu’nun 25. maddesini açıklığa kavuşturmak amacı ile Maliye Bakanlığı bir yönetmelik çıkarmıştır. Bu yönetmelik iki çeşit defter tutma yöntemi öngörmektedir. Yönetmelikte basit usulden çitf  taraflı kayıt sistemine geçen işletmelerin gelir vergisi matrahını yükseltme yükümlülüğü getirilmektedir. Mahkeme, gelir vergisi matrahını yükseltme konusunun vergi mevzuatınca yürütülen konular arasına girdiğini kabul etmekle beraber, bunun aynı zamanda bir muhasebe işlemi olduğunu ve bu alanı düzenleme yetkisinin de tamamıyla Maliye Balanlığında olduğunu ortaya koymaktadır[31].

-       Mahkeme başvuruda yer alan iki yönetmeliğin de kamuyu hedeflemekle birlikte Resmi Gazete’de bir karar veya tebliğ şeklinde yayımlandığını ortaya koymaktadır. Bu nedenle bu iki düzenleme Resmi Gazete Kanunu’na gore tüm vatandaşları ve tüzel kişileri bağlayan yasal veya düzenleyici kaynak olarak kabul edilemez. Ancak Mahkeme, kanun teriminin şekli anlamda değil maddi anlamda anlaşılması gerektiği değerlendirmesini tekra etmektedir. Mahkeme, ayrıca Sözleşme’nin belirli bir hukuk kuralının alenilik derecesi için bir düzenleme içermediğini de ortaya koyar. Mahkeme, ayrıca bir Akit Devletin seçtiği yöntemlerin yerindeliği hakkında görüş bildirmek veya muhasebe ilkelerini yayımlama tarzının Çek Hukukuna uygun olup olmadığı konusunda karar vermenin Mahkemenin görev alanına girmediğini, Mahkemenin görevinin yalnızca Çek Cumhuriyeti Devleti tarafından uygulanan vergi ve muhasebe ilkelerinin yayımlanma usulün Sözleşmeye uygun olup olmadığına karar vermek olduğu vurgulamaktadır[32].

-       Hükümete gore Mali Bülten, Maliye Bakanlığınca çıkarılan önlemlerin  kamuya duyurulması amacıyla çıkarmaktadır. Bu bülten kamuyu heedeflemiş ve söz konusu tarihte Resmi Gazete gibi , her iki yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlanmış gibi alenilik kazanmıştır. Resmi Gazete Kanunu bu türden düzenlemelerin yayımlanma zorunluluğu ile ilgili bir hüküm içermemekte ve Özel Teşebbüs Faaliyetleri Kanunu’nun  25. Maddesi de bu konuda sesszi kalmaktadır.fından abonelerine dağıtılmış ve parekendeciler tarafından satılmıştır[33].

-       Mahkeme ayrıca 1991 yılında Spacek Şirketinin Özel İş Muhasebe Yönetmeliğinde yer alan muhasebe ilkelerine uyduğuna işaret etmektedir. Bu nedenle Mali Bültende yayınlanan yönetmeliklerin yürürlükte olan ulusal mevzuat anlamında vatandaşlar ve tüzel kişileri genel olarak bağlayıcı yasal veya düzenleyici kaynak olmadığını düşünmekle beraber, Spacek Şirketinin  Mali Bülteni bağlayıcı düzenlemeler içeren resmi bir kaynak olarak kabul etmiş ve muhasebe ilkelerine uygun olarak tutmak amacı ile bu bültende yayımlanan kuralları takip etmiştir. Mahkeme başvuran şirketin basit usulden çift kayıt usulüne geçerken Maliye Bakanlığının muhasebe ilkelerinin hangi yolla yayımlandığından haberdar olduğunu, muhtemel geçiş hükümleri hakkında, gerektiğinde uzmanların danışmanlığından yararlanarak kolaylıkla bilgi alabileceği belirtilmetkedir. Diğer yandan söz konusu Mali Bültende yer alan düzenlemelerden haberdar olmadığı iddiasında da bulunmamaktadır. Ayrıca başvurucunun bir tüzel kişi olarak gerçek kişi yükümlülerin aksine yetkili uzmanlara danışma olanağının bulunduğu ve danışması ve danışması gerektiği dikkate alındığında, Yönetmeliklerin Mali Bültende yayımlanmasının alenilik için yeterli olduğu sonucuna varılmaktadır[34].

-         Mahkeme, yönetmeliklerin ulaşılabilir ve öngörülebilir olduğundan hareketle iddia olunan müdahalenin Çek Hukukunda, Sözleşmenin Ek 1 No’lu Protokolünün 1. Maddesine uyacak şekilde yeterli hukuki temelinin bulunduğu sonucuna vararak[35] 1 No’lu Protokolün 1. Maddesi bağlamında bir ihlalin bulunmadığına  oy birliği ile karar vermiştir[36].

 



[2] Spacek-Çek Cumhuriyeti, para. 6.

[3] Spacek-Çek Cumhuriyeti, para.  7

[4] Spacek-Çek Cumhuriyeti, para.  8.

[5] Spacek-Çek Cumhuriyeti, para. 9.

[6] 23.03.2013 tarihi itibarı ile 1TL: 10.9243 CZK ya da CKZ: 0.0915389 TRY) (http://www.birimcevir.com/para-birimleri-cevirici/para-birimleri.aspx Erişim : 23.03.2013) Buna göre; 2013 yılı itibarı ile 37.200 Korunalık ek gelir vergisi 35.297 TL , 37.200 Korunalık vergi cezası da 3.405 TL’ye tekabül etmektedir.

[7] Spacek-Çek Cumhuriyeti, para. 10.

[8] Spacek-Çek Cumhuriyeti, para. 10.

   Spacek-Çek Cumhuriyeti, para. 11.

[10] the Prague Municipal Court (mĕstský soud)

[11] Spacek-Çek Cumhuriyeti, para. 12.

[12] Spacek-Çek Cumhuriyeti, para. 13.

[13] Spacek-Çek Cumhuriyeti, para. 14.

[14] Spacek-Çek Cumhuriyeti, para. 16.

[15] Spacek-Çek Cumhuriyeti, para. 17.

[16] Spacek-Çek Cumhuriyeti, para. 34-37.

[17] Spacek-Çek Cumhuriyeti, para. 39.

[18] Spacek-Çek Cumhuriyeti, para. 40.

[19] Spacek-Çek Cumhuriyeti, para. 41.

[20] Spacek-Çek Cumhuriyeti, para. 42.

[21] Spacek-Çek Cumhuriyeti, para. 43-45.

[22] Spacek-Çek Cumhuriyeti, para. 46.

[23] Spacek-Çek Cumhuriyeti, para. 47

[24] Spacek-Çek Cumhuriyeti, para. 48.

[25] Spacek-Çek Cumhuriyeti, para. 48

[26] Spacek-Çek Cumhuriyeti, para 50.

[27] Spacek-Çek Cumhuriyeti, para. 51.

[28] Spacek-Çek Cumhuriyeti, para. 52.

[29] Spacek-Çek Cumhuriyeti, para. 54.

[30] Spacek-Çek Cumhuriyeti, para. 55.

[31] Spacek-Çek Cumhuriyeti, para. 56.

[32] Spacek-Çek Cumhuriyeti, para. 57.

[33] Spacek-Çek Cumhuriyeti, para. 58.

[34] Spacek-Çek Cumhuriyeti, para. 59.

[35] Spacek-Çek Cumhuriyeti, para. 60.

[36] Spacek-Çek Cumhuriyeti, para. 61.

Tags: 1 Nolu protokol | 1 nolu protokolün 1. maddesi | adil yargılanma hakkı | aihm | aihm avukatı | aihs | bireysel basvuru avukati | iham | ihas | insan hakları avukatı | mülkiyet hakkı avukatı | mülkiyet hakkı ihlali | spacek-cek cumhuriyeti kararı | vergi avukatı


e-mail:
info @ kaydulhukuk.com

Telif Hakkı © 2012 Kaydul Hukuk Bürosu. Tüm hakları saklıdır. Bu sitede paylaşılan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlı olup,
Türkiye Barolar Birliğinin ilgili düzenlemeleri uyarınca reklam, teklif, hukuki öneri veya danışmanlık teşkil etmez.