KAYDUL

HUKUK


Makaleler » Vergi Hukuku »
Perşembe, 28 Mar 2024

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNDE GÖRÜLEN RUOTSALAİNEN-FİNLANDİYA DAVASI

[1]

Mükellef hakları bağlamında incelendiğimiz Ruotsalainen – Finlandiya kararı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 7. Protokolü’nün 4. maddesinde düzenlenen “aynı suçtan iki kez yargılanmama ve cezalandırılmama hakkına[2]”  aykırılık bağlamında ele alınan bir karar olup çalışmamızda ortaya konulmaya çalışılacaktır.

A-               MADDİ OLAY VE İÇ HUKUK SÜRECİ

Başvuran, 1969 doğumlu olup Lapinlahti’de yaşamaktadır.

17 Ocak 2001 tarihinde başvuran kamyoneti ile yolda ilerlerken polis tarafından durdurulmuştur. Polis kontrol esnasında minibüsün yakıt deposundaki mazotun vergisel değeri ile ilgili bir sorun olduğunu fark etti.

26 Şubat 2001 tarihinde başvurana küçük ölçekte vergi kaçakçılığından para cezası verildi. Para cezasını içeren formda kabahatin işlenişi küçük çaplı vergi kaçakçılığının motorlu taşıtlar vergisine bağlı olduğu, başvuranın aracındaki mazotun ek vergiler ödenmeden kullanıldığı, mazot tankının bizzat başvuran tarafından doldurulduğu yer almaktadır.

Para cezası 720 Fin Markı (121 Euro) tutarındadır. Para cezası 1990 tarih ve 769 sayılı Ceza Kanunu’nun 29. Bölümünün 3. Maddesine ve şimdi yürürlükte olmayan 1966 tarih ve 722 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu’nun 20 ve 33. Bölümlerine dayalı olarak verilmiştir.

Başvuran tahakkuk eden para cezasına itirazda bulunmadığından dolayı para cezası 6 Mart 2001 tarihinde kesinleşmiştir.

 Verilen para cezasının dışında ayrı bir soruşturmada,  başvuran aleyhine Gümrük Araç İdaresine daha az vergiye tabi yakıt kullanımını önceden bildirmediği için 17 Eylül 2001 tarihinde 90.000 Fin Markı (15.137 Euro) araç yakıt ücreti cezası çıkarmıştır. Bu ceza da 1993 tarih ve 337 sayılı Akaryakıt Ücret Kanunu’nun 2-7. Bölümlerine dayandırılmıştır. Ceza kararında karara karşı hangi usul ile nereye itiraz edeceği ve süreler de belirtilmiştir.

Bu cezalar sonrasında başvuran Ulusal Vergi Kurulu’na Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin Ek 7. Protokolü’nün 4. Maddesinde yer alan ‘ne bis in idem” kuralına dayalı olarak itirazen başvurmuştur. Kurul tarafından Kanunda cezanın indirimine dair bir düzenleme olmadığı ve cezanın yerinde olduğu gerekçesi ile itirazi başvuruyu reddetmiştir.

Başvuran itirazları netice vermeyince Helsinki İdare Mahkemesine başvurmuş fakat İdare Mahkemesi 28 Ağustos 2002 tarihinde Araç İdaresi, Vergi Ombudsmanı ve başvuranın beyanlarını inceledikten sonra başvuranın davasını reddetmiştir.

Başvuran ret kararı sonrasında Finlandiya Danıştay’ına başvurmuş fakat 26 Şubat 2003 tarihinde temyiz talebini reddetmiştir.

B-               AİHM SÜRECİ

Başvuran iç hukukun tükenmesi sonucunda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin Ek 7. Protokolü’nün 4. Maddesi kapsamında aynı suçtan iki kez yargılanmama ve cezalandırılmama hakkının ihlal edildiği iddiası ile AİHM’e başvurmuştur. Finlandiya Hükümeti ise başvuranın iddialarının tümünü reddetmiştir.

1-                 Kabul Edilebilirlik

Mahkeme, başvurunun 35. Maddesine göre bir temelinin olduğuna ve bu sebeple kabul edilebilir olduğuna karar vermiştir.

2-                 Davanın Esası Hakkında

a-                 Tarafların Görüşleri

Başvuran yalnız bir ihlal veya soru karşısında yalnızca bir soruşturma ve yalnızca bir cezalandırmanın mümlün olduğunu ve bununda yasal bir koruma olduğunu ileri sürmüştür.

Akaryakıt ücretinin ilkesel olarak amacı daha az akaryakıt vergisi ve dizel kullanmayan dizel araçları korurmaktır.  Tek başına akaryakıt ücretinin hiçbir mali amacı yoktur. Başvuran yetkili birimlere bildirimde bulunarak ve günlük ücret olarak 252 Euro ödeyerek daha az vergi içeren yakıt kullanmıştır. Ancak bu tür yakıtların  başvuranın sahip olduğu minibüslerde uzun mesafede kullanılması mümkün değildir.

b-                Mahkemenin Değerlendirmesi

                                   aa- Yaptırımların Niteliği Gereği Suç Olup Olmadığı

7. Protokolün 4. Maddesinin amacı sonuçlanmış ceza süreçlerinin tekrarlanmasının önlenmesidir. Bu uyuşmazlıkta başvuran için iki ayrı ve ardışık soruşturma sonucunda iki yaptırım uygulanmıştır.  26 Şubat 2001 tarihinde başvurana idari para cezası verilmiştir. 17 Eylül 2001 tarihinde ise başvurana idari usul işletilerek akaryakıt vergi cezası çıkartılmıştır.

Mahkeme ulusal hukuklardaki yürütülen soruşturma ve muhakemelerin yasal niteliğinin 7. Protokolün 4. Maddesinde yer alan “non bis in idem” kuralının uygulanmasında tek kriter olarak yeterli olmadığını vurgulamıştır. Aksi takdirde başvurunun iç hukuk eksenli yorumlanması Sözleşmenin amaç ve hedefleri ile bağdaşmayan sonuçlar doğurur.  7. Protokolün 4. Maddesi bağlamında ceza usulü genel hukuk ilkeleri ışığında değerlendirildiğinde Sözleşmenin 6. Ve 7. Maddelerinde yer alan ceza soruşturması ve ceza anlamlarında yorumlanması gerekir.

Mahkeme çifte cezalandırma ile ilgili olarak yerleşik içtihatlarından hareketle “Engel kriterleri[3]” olarak bilinen üçlü kriter ile başvurana yöneltilen bir suç isnadı olup olmadığını incelemektedir. İlk kriter suçun iç hukuklarda yasal tanımlamasıdır. İkincisi, suçun niteliğidir. Üçüncüsü de, ilgili kişinin suç ile üstlendiği cezanın kendisine bağladığı ceza şiddetidir. İkinci ve üçüncü kirterler zorunlu ve birlikte bulunması gereken kriterler değildir.

Başvuran somut olayda aracının dizel yakıt tankına daha az vergiyi barındıran yakıt koymakla vergi kaçakçılığı teşkil ettiğinden kendisine para cezası tahakkuk ettirilmiştir. Yürütülen soruşturmalar Finlandiya yasalarının sınıflandırmasına göre 7. Protokolün 4. Maddesi bağlamında ceza yargılaması usulü kapsamında yer almaktadırlar. Buna göre başvuran "ceza yargılaması usulüne ve yasaya uygun olarak kesin bir hükümle mahkum edildiği ya da beraat ettiği bir suçtan dolayı aynı devletin yargısal yetkisi altındaki yargılama usulleri çerçevesinde yeniden yargılanamaz veya mahkum edilemez.

7. Protokolün 4. Maddesi "ceza yargılaması usulüne ve yasaya uygun olarak kesin bir hükümle mahkum edildiği ya da beraat ettiği bir suçtan dolayı kesin hükmün bulunduğu durumlarda devreye girmekte ve bireyleri çifte cezalandırma ve yargılamadan korumaktadır. Bu uyuşmazlıkta başvuran hakkında tesis edilen para cezasına karşı itirazda bulunmadığından kendisi için kesinleşmiş bir kesin hükümdür. Başvuran daha sonra bir idari soruşturma ile akaryakıt borcu ile karşı karşıya kalmıştır. Engel kriterlerinin ilkine bakıldığında akaryakıt vergi borcu tahakkuk ettirilmesi doğrudan bir ceza olarak değil mali rejimin bir parçası olarak gözükmektedir.  Fakat bu kesin değildir.  Bu bağlamda, Mahkeme Finlandiya hukuk sisteminde suçların ve ceza usullerinin de idari alanda tanımlandığını ortaya koymaktadır.

Engel kriterlerinden olan suçun yapısı veya doğası burada daha da önem kazanmaktadır. Mahkeme Akaryakıt Kanunu'nun ilgili hükümlerinin sadece belirli bir gruba özel bir statü olarak değil tüm vatandaşlara yönelik düzenlemeler getirdiğini gözlemlemektedir. Başvurucu dizel motor aracın sahibi veya kullanıcısı olarak kapasitesinden sorumludur. Hükümetin argümanlarına göre akaryakıt ücretinin tahakkuk ettirilmesi oluşan zararın bir maddi tazminatı olarak ileri sürülse de Mahkeme bu uyuşmazlıkta yer alan şartlar ışığında akaryakıt borç tahakkukunun bir tazminat olduğuna ikna olmamıştır. Akaryakıt ücreti uygulaması, gelir kaybı olara ortaya çıkan zarara karşılık uygulanmış olabilir. Ancak yakıt ücreti olarak alınan "akaryakıt ücret borcunun" akaryakıtın üç katı tutarında olduğu unutulmamalıdır. Bu durum ise Mahkemenin gözünde tekrar işlenmemesi için verilen bir ceza  olarak, yani cezai bir yaptırım özellikleri olarak görünmektedir. Sonuç olarak tahakkuk ettirilen akaryakıt ücreti borcu bir zararın telafi edilmesi olarak değil, cezalandırıcı ve caydırıcı bir ceza kuralı olarak uygulanmıştır. Mahkeme buna göre, uygulamanın suçun niteliğine uygun bir ceza olarak nitelendirmektedir.

Tüm bu değerlendirmeler ışığında, 17 Eylül 2001 tarihinde başvuran aleyhine tahakkuk ettirilen akaryakıt borcunun mahiyeti gereği bir suç olarak nitelendirildiğini ve buna göre de uygulanan işlem 7. Protokolün 4. Maddesine göre ceza yargılaması usulü olarak görülmektedir.

 

bb- 17 Eylül 2001 Tarihli Yaptırımın Dayanağı Olan Olaylar İçin İkinci Kez Yargılama Ve Cezalandırma  Yapılıp Yapılmadığı

7. Protokolün 4. Maddesinin bugüne kadar uygulamasını oluşturan içtihat birikimini Sergey Zolutukhin - Rusya Kararı [4]bünyesinde barındırmaktadır.  Mahkeme, aynı suç kavramının yorumlanmasındaki yasal belirsizliği önlemek istemektedir.

Mahkeme, akaryakıt ücret borcu ile para cezasının aynı olaya dayalı olması ve ikinci yaptırımın ikinci kez yargılama ve cezalandırma yasağı kapsamında olup olmadığını araştırmaktadır. Mahkeme ceza yargılama usulü kapsamında yürütülen her iki soruşturmanın da dayandığı olayın aynı olaylar olması gerektiğini ifade etmiştir. Mahkeme bunun içinde somut olayda gerçekleşen süreçlerin bir zaman ve mekan bağını kurup araştırmalarını bir bütünlük içinde sürdürmek için odaklanmaktadır.

Mahkeme, araştırmaya 17 Ocak 2001 tarihinde gerçekleşen olaylardan sonra  verilen para ceza ile başvurana tahakkuk ettirilen yakıt ücret borcunu analiz etmekle başlamaktadır.26 Şubat  2001 tarihinde başvurana Ceza Kanunu’nun 29. Bölümünün 3. maddesi ile Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu’nun 20 ve 33. Bölümlerine göre motorlu taşıtlar vergisi suçu için ( küçük çaplı vergi kaçakçılığı) para cezası uygulanmıştır.

 

Diğer idari soruşturma ile başvuranın 2001 yılında daha az vergi vererek kendi başına kullandığı yakıtlar için akaryakıt ücret borcu tahakkuk ettirilmiştir. 2001 yılında başvuran minibüsünde daha az vergi ödeyerek kullandığı yakıtı Araç İdaresine veya Gümrük İdaresine bildirmediği için kullandığı yakıt miktarının 3 katı tutarında bir borç ile karşı karşıya kalmıştır. Kararda ayrıca başvuranın yanlış yakıt kullandığını kabul ettiği bilgisini de içermektedir.

Olayların ve yaptırımların tekrarında başvuranın aynı zaman dilimindeki aynı olaylarının neden olduğu görünmektedir. Buna göre de Mahkeme, para cezası ile akaryakıt borcu tahakkukunun aynı gerekçeler ile ortaya çıktığını saptamaktadır.

Vergi kaçakçılığı suçunun ve küçük ölçekli vergi kaçakçılığı suçunun Ceza Kanunu’nun 29. Bölümünün 1. Ve 3. Maddelerinde yasak davranış türleri sayılmıştır. Bu yasak davranış türleri ile suçluluk olgusu ispat edilebilir. Ayrıca başvuran tankı kendisinin doldurduğunu da beyan etmektedir.

Özetlenecek olur ise, başvurana verilen para cezası başvuranın  minibüsüne ek vergi ödemeden koyduğu yakıttan kaynaklandığı gerçeğini ortaya koymaktadır. Başvurana verilen kullandığı yakıtın üç katı tutarındaki akaryakıt ücret borcunun da idareye haber vermemesi gerçeğinden ortaya çıktığı anlaşılmaktadır. Bu ikinci yaptırım ile de yeniden suç işlemesinin önüne geçmek için verildiği anlaşılmaktadır. Böylece iki soruşturmanın gerçekleri de aynı amaç üzerinde gelişmiştir.

Son olarak iki soruşturma ve cezanın da 7 No’lu Ek Protokolün 4. Maddesinin 2. Fıkrasında yer alan istisnaları bünyesinde barındırmadığını ifade etmiştir.  Buna göre de Mahkeme yukarıda yer alan hususlar ışığında başvuranın 7 No’lu Ek Protokolün 4. Maddesininde yer alan iki kez aynı fiilden dolayı yargılanmama ve cezalandırılmama hakkının ihlal edildiği sonucu varmıştır.



[1] Başvuru No: 13079/03

[2] Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 7. Protokolü’nün “Aynı suçtan iki kez yargılanmama ve cezalandırılmama hakkı” başlıklı 4. Maddesi:  “1. Hiç kimse bir devletin ceza yargılaması usulüne ve yasaya uygun olarak kesin bir hükümle mahkum edildiği ya da beraat ettiği bir suçtan dolayı aynı devletin yargısal yetkisi altındaki yargılama usulleri çerçevesinde yeniden yargılanamaz veya mahkum edilemez.

2. Yukarıdaki fıkra hükümleri, yeni veya yakın zamanda ortaya çıkarılan delillerin veya önceki muamelelerde davanın sonucunu etkileyebilecek esaslı bir kusurun varlığı durumunda, ilgili devletin ceza yargılaması usulü ve yasasına uygun olarak davanın yeniden açılmasını engellemez.

3. Sözleşme’nin 15. maddesi çerçevesinde bu madde ile derpiş olunan yükümlülüklere aykırı hiçbir tedbir alınamaz.”

 

[3] Engel ve diğerleri- Hollanda Davası

[4] Başvuru No: 14939/03

Tags: 7 Nolu protokol | 7 nolu protokolün 4. maddesi | adil yargılanma hakkı | aihm | aihm avukatı | aihs | bireysel basvuru avukati | çifte cezalandırmama ilkesi | iham | ihas | insan hakları avukatı | mülkiyet hakkı avukatı | mülkiyet hakkı ihlali | ne bis in idem | non bis in idem | spacek-cek cumhuriyeti kararı | vergi avukatı


e-mail:
info @ kaydulhukuk.com

Telif Hakkı © 2012 Kaydul Hukuk Bürosu. Tüm hakları saklıdır. Bu sitede paylaşılan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlı olup,
Türkiye Barolar Birliğinin ilgili düzenlemeleri uyarınca reklam, teklif, hukuki öneri veya danışmanlık teşkil etmez.