2577 sayılı
İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun mahkeme kararlarının uygulanması başlıklı 28.
maddesinin 1. fıkrasına 6528 sayılı "Torba Kanunun 18. maddesi" ile 2
cümleden mürekkep kamu görevlileri hakkında mahkeme kararların
uygulanmasında bugüne kadar hükmen yer alan fakat tam anlamı ile uygulamada
karşılığını görmekte zorlandığımız ayrıksı ve mahkeme kararların icrasını
dolanarak ortadan kaldıran hükümler getirilmiştir.
Getirilen
hüküm "kamu görevlileri hakkında tesis edilen atama, görevden alma,
göreve son verme, naklen veya vekâleten atama, yer değiştirme, görev ve unvan
değişikliği işlemleriyle ilgili olarak verilen iptal ve yürütmenin
durdurulmasına ilişkin mahkeme kararlarının gereği; dava konusu edilen kadronun
boş olması hâlinde bu kadroya, boş olmaması hâlinde ise aynı kurumda kazanılmış
hak aylık derecesine uygun başka bir kadroya atanmak suretiyle yerine
getirilir. Eski kadro ile atandığı yeni kadro arasında mali haklar bakımından
bir fark bulunması durumunda, bu fark 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununun 91 inci maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen usul ve
esaslar çerçevesinde ödenir.” şeklindedir.
Yine 2577
sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun mahkeme kararlarının uygulanması
başlıklı 28. maddesinin 4. fıkrası 6528 sayılı "Torba Kanunun 18.
maddesi" ile değiştirilmiştir. Değişmeden önce 4. fıkra “Mahkeme kararlarının otuz gün içinde kamu
görevlilerince kasten yerine getirilmemesi halinde ilgili, idare aleyhine dava
açabileceği gibi, kararı yerine getirmeyen kamu görevlisi aleyhine de tazminat
davası açılabilir” şeklinde iken değişiklik
ile “Mahkeme kararlarının süresi içinde kamu görevlilerince
yerine getirilmemesi hâlinde tazminat davası ancak ilgili idare aleyhine
açılabilir” halini almıştır. Böylece verilen iptal ve yütmenin
durdurulması kararlarını yerine getirmeyen kamu görevlileri hakkında doğrudan
dava açılamayacak olup yalnızca İdare aleyhine tam yargı davası açılabilecektir.
Böylece hukuk devleti ilkesini hangi şartta olursa olsun mahkeme kararlarını
uygulamamak sureti ile ihlal eden kamu görevlisi uygulama da göz önüne
alındığında tazminat yaptırımından kurtulacak ve hukuka aykırı bir şekilde
mahkeme kararlarını uygulamama eğilimi ve fiili yaptırımsız kalacaktır. Her ne
kadar İdare aleyhine tam yargı davası yolu ile hakları muhtel olanların
zararları tazminat hukuku bakımından tatmin edilecek olsa da hukuka aykırı davranışta
bulunan kamu görevlileri bu tür davranışlar ile “ etkili ve adil yönetim
ilkesini”, hukuk devleti ilkesini zedeleyecek cesareti ve gücü kendisinde görecek,
hatta kamu maliyesini de doğrudan zarara uğratmış olacaktır.
Bu hali ile İYUKK m. 28’e getirilen hükümler Anayasa’nın 2., 6., 7., 8., 9., 10., 11., 129. ve 138. maddelerine aykırıdır. Buna göre soyut ve somut norm denetimi ile ilgili hükümlerin Anayasaya uygunluğunun denetimi yoluna gidilmesi gerekmektedir.
MAHKEME KARARLARININ UYGULANMASI VE İPTAL DAVALARI HAKKINDA DANIŞMANLIK İÇİN TIKLAYINIZ