KAYDUL

HUKUK


Mahkeme Kararları » Borçlar Hukuku »
Çarşamba, 24 Nis 2024

Elektrik çarpması sonucu yaralanma nedeni ile açılan maddi ve manevi tazminat talebinde davacının acı, elem ve üzüntü çektiği, günlük hayatının değiştiği tatmin duygusu ile çekilen elem ve ızdırabının ve maddi zararlarının giderilmesi gerekir


T.C.

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

E. 2012/20731

K. 2012/24805

T. 3.12.2012


DAVA : Dava dilekçesinde 35.000 TL tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının gerilim hattının kopması üzerine hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığını, davalının zararı kusursuz olarak tazmin etmesinin gerektiğini, zararın tümünü tespitinin mümkün olmadığını ( Fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere ) belirterek 30.000 TL manevi tazminatın, 5.000 TL maddi tazminatın olay tarihinden yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının kusurlu olduğunu, illiyet bağının araştırılmasının gerektiğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davalı kurum, zararlandırıcı sonucun doğmasına neden olan elektrik hattı nedeni ile BK.'nun 58.maddesi gereğince sorumludur. Maddenin düzenlenme biçimi itibari ile tehlike esasına dayalı kusursuz sorumluluk hali söz konusudur. Davalı kurum, gerek yapım ve gerekse bakım eksikliklerinden kaynaklanan zararlı sonuçlardan sorumludur. Sorumluluktan kurtulmanın koşulu ise zarar ile yapım bozukluğu ve bakım eksikliği arasındaki nedensellik bağının kesilmiş bulunmasıdır. Somut olayda, bir inşaatta beton dökme işlemi yapılırken karşıda bulunan elektrik tellerinden kıvılcım çıktığı, elektrik telinin koptuğu, kopan elektrik telinin aşağıdan geçen davacıya çarptığı, bu durumda davalının sorumluluğunun benimsenmesi gerektiği anlaşılmaktadır.

Dosyada yer alan Adli Tıp Kurumu 3.Adli Tıp İhtisas Kurulu'nun 23.05.2011 tarihli raporunda; davacının fonksiyonel araz kalmadan iyileşmiş olduğundan; sürekli maluliyet oranı tayinine yer olmadığı, iyileşme süresinin 1,5 aya kadar uzayabileceği ve bu sürede mesleğini icra edemeyeceği görüşünde bulunulmuştur.

Anılan bilirkişi raporunun olaya uygun edipmanı ve bilimsel olduğunun kabulü halinde benimsenmesi gerekir. Davacının maluliyetinin bulunmaması onun olaydan maddi zarar görmediği anlamına gelmeyecektir.

O halde, mahkemece; iyileşme süresi boyunca çalışamamış olan davacının maddi zararının uzman bilirkişi aracılığı ile hesaplatılarak; tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre belirlenen miktar yönünden maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir iken; talebin reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır.

Borçlar Yasası'nın 47.maddesi gereğince yargıcın, özel durumları gözönünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi ( fonksiyonu ) olan özgün bir nitelik taşır bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durum da elde edilmek istenilen doyum ( tatmin ) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 gün ve 717 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel ( objektif ) ölçülere göre uygun ( isabetli ) bir biçimde göstermelidir.

Davacının davaya konu olan elektrik çarpması sonucu yaralanması nedeni ile acı, elem ve üzüntü çektiği, günlük hayatının değiştiği tatmin duygusu ile çekilen elem ve ızdırabın giderilmesi gerekir. Bu nedenlerle de mahkemece yukarıda anılan ilkeler gözönünde bulundurularak olayın özelliği, manevi tazminatın niteliği, kusur durumu gibi etkenler değerlendirilerek davacının yararına uygun bir miktar manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir iken; isabetli olmayan gerekçe ile manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi yasaya aykırıdır.

Mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş; bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 


Tags: çağlayanda avukat | çağlayanda avukat ara | maddi tazminat | maddi tazminat avukatı | manevi tazminat | perpada avukat | perpada avukat ara | tazminat avukatı | tazminat davaları avukatı


e-mail:
info @ kaydulhukuk.com

Telif Hakkı © 2012 Kaydul Hukuk Bürosu. Tüm hakları saklıdır. Bu sitede paylaşılan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlı olup,
Türkiye Barolar Birliğinin ilgili düzenlemeleri uyarınca reklam, teklif, hukuki öneri veya danışmanlık teşkil etmez.