T.C.
YARGITAY
5. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/25474
K. 2013/508
T. 21.1.2013
ÖZET : Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı tarafça taraf değişikliğine açıkca muvafakatı olmadığından bahisle davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiş ise de, HMK'nun 124. maddesinin 3. ve 4. bendlerinde yazılı olduğu şekilde, davacı tarafça hukuki el atmadan hangi idarenin sorumlu olacağının bilinmemesi, davalı tarafın yanlış gösterilmesi dürüstlük kuralına aykırı olmayıp, kabul edilebilir bir yanılgıya dayanmakta olup, karşı tarafın rızası olmaksızın hakim tarafından taraf değişikliği kabul edilmelidir. Bu nedenle, davalı tarafın, taraf değişikliği talebinin kabulüyle işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekir.
DAVA : Taraflar
arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından
dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle
reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca
incelenmesi davacı vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla,
dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava,
kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın
pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince
temyiz edilmiştir.
Yapılan incelemede;
dava konusu taşınmazın 2000 yılında kesinleşen 1/1000 ölçekli imar planında
"Sağlık Alanı" olarak ayrıldığı, ancak fiilen el atılmadığı
anlaşılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel
Kurulunun benzer konudaki 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı
uyarınca imar planında ilköğretim, yol ve lise alanı gibi kamu hizmetine
ayrılmış bulunan yerlere el atılmamış olsa dahi bedeline hükmedileceğine
ilişkin kararı da gözetilerek, 3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesinin amir hükmü
uyarınca 2000 tarihli 1/1000 ölçekli imar planının kesinleştirği tarihten
itibaren 5 yıl içerisinde Sağlık Bakanlığı tarafından ayrılma, amacına uygun
olarak kamulaştırma görevinin yerine getirilmemesi ve malikin mülkiyet hakkının
süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle taşınmaz bedeli ödenmelidir.
Öte yandan mahkemece,
davalı tarafça taraf değişikliğine açıkca muvafakatı olmadığından bahisle
davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiş ise de,
HMK'nun 124. maddesinin 3. ve 4. bendlerinde yazılı olduğu şekilde, davacı
tarafça hukuki el atmadan hangi idarenin sorumlu olacağının bilinmemesi, davalı
tarafın yanlış gösterilmesi dürüstlük kuralına aykırı olmayıp, kabul edilebilir
bir yanılgıya dayanmakta olup, karşı tarafın rızası olmaksızın hakim tarafından
taraf değişikliği kabul edilmelidir.
Bu nedenle, davalı
tarafın, taraf değişikliği talebinin kabulüyle işin esasına girilerek hüküm
kurulması gerekirken yazılı nedenle davanın reddine karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Davacı
vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle
H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının
istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad
kaydedilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme
yolu açık olmak üzere, 21.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
< Önceki | Sonraki > |
---|