KAYDUL

HUKUK


Mahkeme Kararları » İcra-İflas Hukuku »
Cuma, 19 Nis 2024

6762 Sayılı TTK.'nun 688/6. ( 6102 Sayılı TTK'nun 776/f ) maddesi gereğince, bonoda tanzim yerinin yazılı olması gerekli olduğundan ve takibe konu senedin kambiyo senedinin vasfı taşımadığından icra mahkemesince re'sen dikkate alınarak iptali gerekir.

T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2013/5994

K. 2013/15548

T. 25.4.2013

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi İrfan Sıvakcıgil tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

6762 Sayılı TTK.'nun 688/6. ( 6102 Sayılı TTK'nun 776/f ) maddesi gereğince, bonoda tanzim yerinin yazılı olması gereklidir. Aynı kanunun 689/son ( 6102 Sayılı TTK'nun 777/son ) maddesine göre ise, tanzim edildiği yer gösterilmeyen bir bononun, tanzim edenin ad ve soyadı yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Tanzim yeri olarak, idari birim adı ( kent, ilçe, bucak, köy gibi ) yazılması yeterli olup, ayrıca adres gösterilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır.

Senette bulunması zorunlu olan tanzim yeri ve tanzim edenin adresi, senet keşidecisi için geçerli olup, 6762 Sayılı TTK.'nun 614. ( 6102 Sayılı TTK'nun 702. ) maddesi hükmüne göre, kimin için taahhüt altına girmiş ise tıpkı onun gibi senetteki borçtan sorumlu olan avalistin ( kefilin ) adresinin senette yazılı olması hali, yukarıda açıklanan zorunluluğu gidermez. Hukuk Genel Kurulu'nun 02/10/1996 gün ve 1996/12-5 sayılı kararı ile de benimsendiği üzere; İİK.nun 170/a-2. maddesi gereğince bu husus icra mahkemesince re'sen nazara alınır.

Somut olayda, takibe dayanak yapılan senette tanzim yeri yazılmadığından anılan belgenin bono vasfını taşımadığı görülmektedir.

O halde, mahkemece, takibe konu senedin kambiyo senedi vasfı taşımadığı hususu yukarıda açıklandığı üzere re'sen dikkate alınarak, İİK.nun 170/a-2. maddesi gereğince takibin iptaline karar verilmesi gerekirken; bu hususun gözardı edilmek suretiyle yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Tags: borçlu avukatı | bursada icra avukatı | caglayanda icra avukati | fatura alacağı takibi | icra avukatı | icra davası | icra hukuku | icra takip avukatı | istanbulca icara avukatı | kağıthanede icra avukatı | perpada icra avukati | senet alacakları | senet takibi | şişlide icra avukatı | ümraniyede icra avukatı | üsküdarda icra avukatı


e-mail:
info @ kaydulhukuk.com

Telif Hakkı © 2012 Kaydul Hukuk Bürosu. Tüm hakları saklıdır. Bu sitede paylaşılan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlı olup,
Türkiye Barolar Birliğinin ilgili düzenlemeleri uyarınca reklam, teklif, hukuki öneri veya danışmanlık teşkil etmez.