KAYDUL

HUKUK


Mahkeme Kararları » İdare Hukuku »
Salı, 23 Nis 2024

Acele Kamulaştırma Kararlarının İptali Davası

T.C.

 DANIŞTAY

 6. DAİRE

 E. 2012/6188

 K. 2015/2196

 T. 9.4.2015

 

ÖZET : Dava; acele kamulaştırmaya ilişkin bakanlar kurulu kararı iptaline ilişkindir. Taşınmazların bulunduğu bölge Belediye Meclisi kararı ile kentsel dönüşüm ve gelişim alanı olarak belirlenmiştir. 5393 Sayılı Kanunda, kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında bulunan yapıların boşaltılması, yıkımı ve kamulaştırılmasında anlaşma yolunun esas olduğunun belirtilmiş olduğu da gözönünde bulundurulduğunda, kentsel dönüşüm ve gelişim projelerinin uygulanmasında öncelikle anlaşma yoluna gidilmesi gerektiği, anlaşma sağlanamayan durumlarda kamulaştırma yapılması ve bu halde de kamulaştırmanın 2942 Sayılı Kanun 27. maddesi uyarınca gerçekleştirilebilmesi için ise acele kamulaştırmanın koşullarının gerçekleşmiş olduğunun açıkça ortaya konulması gerektiği kuşkusuzdur.

 

5393 Sayılı Belediye Kanununun 73. maddesi uyarınca kentsel dönüşüm ve gelişim projesi uygulanabilmesi için aranan koşulların var olmasının, acele kamulaştırma yapılması için yeterli olmadığı, davaya konu Bakanlar Kurulu kararında 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinde öngörülen acele kamulaştırma prosedürünün uygulanması için gerekli olan olağanüstü durumların ve bu yönteme başvurulması ile amaçlanan kamu yararının somut olarak ortaya konulamadığı sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, davaya konu işlemin iptaline karar verilmiştir.

 

İstemin Özeti : Karaman İli, Külhan Mahallesi, Aktekke Camii Mevkii, 731 ada, 3 Sayılı parselde bulunan taşınmazın, kentsel dönüşüm ve gelişim projesi kapsamında kaldığından bahisle 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına dair olan ve 3.8.2012 günlü, 28373 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 16.7.2012 tarihli, 2012/3394 Sayılı Bakanlar Kurulu kararının; taşınmaza dair olarak anlaşma yolunun ve olağan kamulaştırmanın esas olduğu, mülkiyet haklarının doğrudan ihlal edildiği, davalı idarece acelelik halinin ortaya konulamadığı ileri sürülerek, taşınmaz yönünden iptali istenilmektedir.

 

Davalının Savunmasının Özeti: Taşınmazın kentsel dönüşüm ve gelişim alanı projesinin uygulanması amacıyla imar planlarındaki fonksiyonuna göre acele kamulaştırılmasına karar verildiği, olağan kamulaştırma yönteminin gecikmelere neden olacağı, yargı yetkisinin idari işlem ve eylemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

 

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosya incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

 

KARAR : 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun "Acele kamulaştırma" başlıklı 27. maddesinde; "3634 Sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar alınacak halterde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10. maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabilir." hükümleri yer almaktadır.

 

5393 Sayılı Belediye Kanununun 73 maddesinde ise: "Belediye, belediye meclisi kararıyla; konut alanları, sanayi alanları, ticaret alanları teknoloji parkları, kamu hizmeti alanları, rekreasyon alanları ve her türlü sosyal donatı alanları oluşturmak, eskiyen kent kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek, kentin tarihi ve kültürel dokusunu korumak veya deprem riskine karşı tedbirler almak amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabilir. Bir alanın kentsel dönüşüm ve gelişim alanı olarak ilan edilebilmesi için yukarda sayılan hususlardan birinin veya bir kaçının gerçekleşmesi ve bu alanın belediye veya mücavir alan sınırları içerisinden bulunması şarttır. Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında bulunan yapıların boşaltılması, yıkımı ve kamulaştırılmasında anlaşma yolu esastır. Kentsel dönüşüm ve gelişim projesi kapsamında bulunan gayrimenkul sahipleri ve belediye tarafından açılacak davalar, mahkemelerde öncelikle görüşülür ve karara bağlanır." Düzenlemelerine yer verilmiştir.

 

Anayasanın 13. ve 35. madde hükümleri uyarınca mülkiyet hakkının kamu yararı amacıyla Anayasaya uygun olarak yasayla sınırlandırılması mümkündür. Bu hükümlerden hareketle bir taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının kamulaştırma yoluyla kaldırılması ( mülkiyetin el değiştirmesi ) ancak kamu yararının karşılanması zorunluluğunun özel mülkiyet hakkının korunmasından üstün tutulması şartına bağlıdır. Bu çerçevede, 2942 Sayılı Kanunun27. maddesi incelendiğinde, kamulaştırma işlemlerinde öngörülen yöntemlerin bir kısmının uygulanmayarak taşınmaza acele el konulabilmesi yolu istisnai olarak başvurulabilecek bir yöntem olarak düzenlendiğinden, madde hükmü ile acele kamulaştırmada olağan kamulaştırmaya oranla özel koşulların varlığı aranmış ve üç durumda acele kamulaştırma yolu ile taşınmaza el konulmasına olanak tanınmıştır. Bu koşulardan ikisinde Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya özel kanunlarda öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olması halleri şeklinde açıkça sayılmak suretiyle üstün kamu yararının ve kamu düzeninin korunmasının gerçekleştirilmesi amacıyla acele kamulaştırma yoluna gidilebileceği belirtilmiştir. Bu kapsamda 3. koşul olan aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar verilebilmesi içinde kamu yararı ve kamu düzenine dair olma halinin maddede yer alan diğer iki koşula paralel nitelik taşıması gerektiği açıktır. Nitekim anılan maddenin gerekçesinde de; acele ve istisnai hallerde, Kanunun önceki hükümlerine uyulmasının çeşitli sakıncalar yaratabileceği gibi, kamunun büyük zararlara uğramasının da muhtemel olabileceği belirtilerek maddede belirtilen şartların varlığına bağlı olarak kıymet takdiri dışındaki bazı kanuni işlemlerin sonraya bırakılarak, maddede öngörülen süre ve şekilde taşınmaza el konulması düzenlenmiştir.

 

Dosyanın incelenmesinden, aynı zamanda yenileme alanında da kalan uyuşmazlığa konu taşınmazların bulunduğu bölgenin Karaman Belediye Meclisinin 10.10.2011 tarihli, 354 Sayılı kararı ile kentsel dönüşüm ve gelişim alanı olarak belirlendiği, Karaman Belediye Başkanlığının talebi ve İçişleri Bakanlığının 26.6.2012 tarihli, 16998 Sayılı yazısı üzerine de, 2942 Sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca davaya konu Bakanlar Kurulu kararıyla, taşınmazın kentsel dönüşüm ve gelişim projesi kapsamında kalması sebebiyle acele kamulaştırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.

 

5393 Sayılı Kanunda, kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında bulunan yapıların boşaltılması, yıkımı ve kamulaştırılmasında anlaşma yolunun esas olduğunun belirtilmiş olduğu da göz önünde bulundurulduğunda, kentsel dönüşüm ve gelişim projelerinin uygulanmasında öncelikle anlaşma yoluna gidilmesi gerektiği, anlaşma sağlanamayan durumlarda kamulaştırma yapılması ve bu halde de kamulaştırmanın 2942 Sayılı Kanun 27. maddesi uyarınca gerçekleştirilebilmesi için ise yukarda da açıklandığı üzere acele kamulaştırmanın koşullarının gerçekleşmiş olduğunun açıkça ortaya konulması gerektiği kuşkusuzdur.

 

Bu açıklamalar çerçevesinde, bakılmakta olan dava değerlendirildiğinde, davalı idarece öncelikle taşınmaz malikleri ile anlaşma yoluna gidilmesi, anlaşmanın gerçekleşememesi halinde de yine ilk önce olağan kamulaştırma yolunun tercih edilmesi, ancak 2942 Sayılı Kanunun 27. maddesinde yer alan acelelik halinin bulunduğunun saptanması halinde anılan madde uyarınca acele kamulaştırılması zorunlu bulunan taşınmazlara yönelik olarak gerekli tespitler yapılıp sebepleri de belirtilmek suretiyle başvuruda bulunulması ve bunun sonucunda da başvuruda bulunulan taşınmazlara yönelik inceleme yapılarak koşulların gerçekleşmesi halinde Bakanlar Kurulunca 2942 Sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca aceleliğine karar verilmiş olan taşınmazlara yönelik olarak acele kamulaştırma işlemlerinin yürütülmesi gerekmektedir.

 

BU DURUMDA, 5393 SAYILI BELEDİYE KANUNUNUN 73. MADDESİ UYARINCA KENTSEL DÖNÜŞÜM VE GELİŞİM PROJESİ UYGULANABİLMESİ İÇİN ARANAN KOŞULLARIN VAR OLMASININ, ACELE KAMULAŞTIRMA YAPILMASI İÇİN YETERLİ OLMADIĞI, DAVAYA KONU BAKANLAR KURULU KARARINDA 2942 SAYILI KAMULAŞTIRMA KANUNUNUN 27. MADDESİNDE ÖNGÖRÜLEN ACELE KAMULAŞTIRMA PROSEDÜRÜNÜN UYGULANMASI İÇİN GEREKLİ OLAN OLAĞANÜSTÜ DURUMLARIN VE BU YÖNTEME BAŞVURULMASI İLE AMAÇLANAN KAMU YARARININ SOMUT OLARAK ORTAYA KONULAMADIĞI SONUCUNA VARILMIŞTIR.

 

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, davaya konu işlemin iptaline, aşağıda dökümü yapılan 184,40 -TL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.500,00- TL avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, davalı yanındaki müdahilce yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, müdahil tarafından yatırılan posta ücretinden kalan 102,00 TL'nin istemi halinde müdahile iadesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 ( onbeş ) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na temyiz yolu açık olmak üzere, 09.04.2015 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

 

X- KARŞI OY :

 

Dava konusu: Karaman İli, Külhan Mahallesi, Aktekke Camii Mevkii, 731 Ada, 3 Sayılı parselde bulunan taşınmazın, kentsel dönüşüm ve gelişim proje kapsamında 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunun 27. Maddesi uyarınca acele kamulaştırmasına dair 3.8.2012 günlü, 28373 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 16.7.2010 günlü, 2010/3394 Sayılı Bakanlar Kurulu kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek taşınmaz yönünden iptaline dairdir.

 

İhtilaf konusu gayrimenkul hem 5366 Sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıklarının Yenilerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkındaki Kanun kapsamında Bakanlar Kurulunun 19.12.2005 tarihli ve 9893 Sayılı kararı ile "yenileme alanı" olarak tespit edilen bölge içinde hem de 5393 Sayılı Kanunun 73. Maddesi gereğince Belediye meclisi kararı ile 'Kentsel dönüşüm ve gelişim alanı' olarak ilan edilen bölge içinde kalmaktadır. Karaman Kalesi Aktekke Camii arasında kalan belgede 22.3.2011 tarihli ve 1635 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yenileme alanı olarak ilan edilmiştir.

 

2011/154150 ihale kayıt numaralı kentsel dönüşüm saha çalışmaları ve yenileme projesi kapsamında sözleşme çerçevesinde hak sahipleri ile uzlaşma görüşmeleri yapıldığı yapılan görüşmelere 123 hak sahibinin katıldığı, 27.7.2012 tarihli Karaman Belediye Başkanlığının 3926 kayıt nosunda sözleşmenin tarafı olan şirket tarafından Karaman Belediyesine bilgi verilmiş ve ihtilaf kapsamında ek-12-d ilavesi ile dosyada yer almıştır.

 

Bu evraklar çerçevesinde proje kapsamında hak sahipleri ile uzlaşma görüşmelerinin yapıldığı da ortaya çıkmaktadır.

 

2942 Sayılı Kanunun 27. maddesi Acele Kamulaştırma başlığını taşımaktadır. Buna göre '3634 Sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanunun uygulanmasında Yurt Savunması ihtiyacına ve Aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar alınacak hallerde veya özel Kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece 7 gün içinde o taşınmaz malın 10. madde esasları dairesinde ve 15. madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10. maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabilir." Şeklindedir.

 

Bu Kanunun 27. maddesinde, Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında Yurt Savunması ihtiyacına veya özel Kanunlarda öngörülen olağanüstü durumlarda gereklilik hallerinde, "Kamu Düzeninin Korunması", "Kamu Yararı" ve "Olağanüstülük" mevzubahistir, denilebilir.

 

Ancak "Kamu Düzeninin Korunması", "Kamu Yararı" ve "Olağanüstülülük" HALLERİNİ "aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar verilecek hallere" taşıyabilmemiz hukuken mümkün bulunmamaktadır. Aksi hal adeta yeni bir Kanun ihdası olur.

 

27. maddede düzenlenen bu üç hal birbirinden ayrıdır ve müstakildir.

 

Hukukun ana kaidelerinden biri de, "kanunun abesle iştigal etmemesidir." Zira böyle bir mecburiyet olsa idi "acelelik haline", kanun koyucu ilave şartlar "getiremez miydi" Kamu düzeninin zorunlu olduğu hallerde Bakanlar Kurulunca aceleliğine karar alınacak durumlarda taşınmaz mala el konulabilir "veya" olağanüstü durumlarda aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar verilecek hallerde o taşınmaz mala el konulabilir "denilemez miydi" Kanun koyucu isteseydi böyle bir düzenleme yapabilirdi... Ama Kanun buna ihtiyaç duymaksızın, Bakanlar Kurulunca 27. madde kapsamında alınacak kararlarla ilgili olarak, acelelik halinin takdirini, Bakanlar Kuruluna tamamen bırakmıştır. Bu konuyla ilgili Bakanlar Kurulu kararında, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve tüm Bakanların onayı ve imzası mevcuttur... Ülkemizin ve Devletimizin 1. Derecede yönetiminden Milletlerarası münasebetlere kadar tüm meselelerinden sorumlu olan Bakanlar Kuruluna, bir yerin istimlak edilmesi gündeme gelmiş ise, bu kadar ağır gündem ve ağır mesuliyetler içinde böyle bir karar, 2942 Sayılı Kanunun 27. maddesinde "acelelik" kapsamı için de kabul edilmiş bunun içinde Kanun koyucu tarafından "aceleliğin" önüne ve sonuna herhangi bir şart ve koşul konulmamıştır.

 

Bu bakımdan acele istimlak konusunda, Bakanlar Kurulu Gündeminin içine girebilecek hale bir gayrimenkulun pek çok kademe ve hiyerarşiden geçerek gelebilmesi ve nihayetinde Ülkemizin ana karar ve icra organından "Aceleliğe Yönelik" icazet ve onay alması, başlı başına her yönüyle yeterlidir.

 

Bu durumun aksine bir yargı denetimi, Bakanlar Kurulunun takdir hakkına bir müdahale niteliği taşır Zira hem Anayasa madde 125 fıkra 4 de "... İdari eylem ve işlem niteliğinde veya ( idarenin ) takdir ve yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez." hem de 2577 Sayılı Kanunun 2-2 maddesinde de "İdari Yargı Yetkisi, İdari E. ve İşlemlerin Hukuka Uygunluğunun Denetimi ile sınırlıdır. İdari Mahkemeler yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme yetkisini Kanunlarda gösterilen şekilde ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, İdari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler." hükümleri her yönüyle açıktır.

 

Bunun için Kanunun getirmediği şartları ve ölçüleri, muhakeme şartı olarak yargı denetiminde aramak hukuken doğru değildir.

 

Bu sebeple Bakanlar Kurulunun Acele İstimlak kararının doğru olduğu kanaatıyla, çoğunluk görüşüne iştirak etmiyorum.(kaynak: kazancı Bilgi bankası)


e-mail:
info @ kaydulhukuk.com

Telif Hakkı © 2012 Kaydul Hukuk Bürosu. Tüm hakları saklıdır. Bu sitede paylaşılan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlı olup,
Türkiye Barolar Birliğinin ilgili düzenlemeleri uyarınca reklam, teklif, hukuki öneri veya danışmanlık teşkil etmez.