T.C.
DANIŞTAY
6. DAİRE
E. 2012/6188
K. 2015/2196
T. 9.4.2015
ÖZET : Dava; acele kamulaştırmaya ilişkin
bakanlar kurulu kararı iptaline ilişkindir. Taşınmazların bulunduğu bölge
Belediye Meclisi kararı ile kentsel dönüşüm ve gelişim alanı olarak
belirlenmiştir. 5393 Sayılı Kanunda, kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında
bulunan yapıların boşaltılması, yıkımı ve kamulaştırılmasında anlaşma yolunun
esas olduğunun belirtilmiş olduğu da gözönünde bulundurulduğunda, kentsel
dönüşüm ve gelişim projelerinin uygulanmasında öncelikle anlaşma yoluna
gidilmesi gerektiği, anlaşma sağlanamayan durumlarda kamulaştırma yapılması ve
bu halde de kamulaştırmanın 2942 Sayılı Kanun 27. maddesi uyarınca
gerçekleştirilebilmesi için ise acele kamulaştırmanın koşullarının gerçekleşmiş
olduğunun açıkça ortaya konulması gerektiği kuşkusuzdur.
5393 Sayılı Belediye Kanununun 73. maddesi
uyarınca kentsel dönüşüm ve gelişim projesi uygulanabilmesi için aranan
koşulların var olmasının, acele kamulaştırma yapılması için yeterli olmadığı,
davaya konu Bakanlar Kurulu kararında 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 27.
maddesinde öngörülen acele kamulaştırma prosedürünün uygulanması için gerekli
olan olağanüstü durumların ve bu yönteme başvurulması ile amaçlanan kamu
yararının somut olarak ortaya konulamadığı sonucuna varılmıştır. Açıklanan
nedenlerle, davaya konu işlemin iptaline karar verilmiştir.
İstemin Özeti : Karaman İli, Külhan
Mahallesi, Aktekke Camii Mevkii, 731 ada, 3 Sayılı parselde bulunan taşınmazın,
kentsel dönüşüm ve gelişim projesi kapsamında kaldığından bahisle 2942 Sayılı
Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına dair olan
ve 3.8.2012 günlü, 28373 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 16.7.2012 tarihli,
2012/3394 Sayılı Bakanlar Kurulu kararının; taşınmaza dair olarak anlaşma
yolunun ve olağan kamulaştırmanın esas olduğu, mülkiyet haklarının doğrudan
ihlal edildiği, davalı idarece acelelik halinin ortaya konulamadığı ileri
sürülerek, taşınmaz yönünden iptali istenilmektedir.
Davalının Savunmasının Özeti: Taşınmazın
kentsel dönüşüm ve gelişim alanı projesinin uygulanması amacıyla imar
planlarındaki fonksiyonuna göre acele kamulaştırılmasına karar verildiği,
olağan kamulaştırma yönteminin gecikmelere neden olacağı, yargı yetkisinin
idari işlem ve eylemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu
belirtilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.
TÜRK
MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince
Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosya incelendikten sonra işin
gereği görüşüldü:
KARAR : 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun
"Acele kamulaştırma" başlıklı 27. maddesinde; "3634 Sayılı
Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına
veya aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar alınacak halterde veya özel
kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların
kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak
üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz edilecek
değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10. maddeye göre yapılacak davetiye
ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabilir."
hükümleri yer almaktadır.
5393 Sayılı Belediye Kanununun 73
maddesinde ise: "Belediye, belediye meclisi kararıyla; konut
alanları, sanayi alanları, ticaret alanları teknoloji parkları, kamu hizmeti
alanları, rekreasyon alanları ve her türlü sosyal donatı alanları oluşturmak,
eskiyen kent kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek, kentin tarihi ve
kültürel dokusunu korumak veya deprem riskine karşı tedbirler almak amacıyla
kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabilir. Bir alanın kentsel dönüşüm
ve gelişim alanı olarak ilan edilebilmesi için yukarda sayılan hususlardan
birinin veya bir kaçının gerçekleşmesi ve bu alanın belediye veya mücavir alan
sınırları içerisinden bulunması şarttır. Kentsel dönüşüm ve gelişim proje
alanlarında bulunan yapıların boşaltılması, yıkımı ve kamulaştırılmasında
anlaşma yolu esastır. Kentsel dönüşüm ve gelişim projesi kapsamında bulunan
gayrimenkul sahipleri ve belediye tarafından açılacak davalar, mahkemelerde
öncelikle görüşülür ve karara bağlanır." Düzenlemelerine yer
verilmiştir.
Anayasanın 13. ve 35. madde hükümleri uyarınca
mülkiyet hakkının kamu yararı amacıyla Anayasaya uygun olarak yasayla
sınırlandırılması mümkündür. Bu hükümlerden hareketle bir taşınmaz üzerindeki
mülkiyet hakkının kamulaştırma yoluyla kaldırılması ( mülkiyetin el
değiştirmesi ) ancak kamu yararının karşılanması zorunluluğunun özel mülkiyet
hakkının korunmasından üstün tutulması şartına bağlıdır. Bu çerçevede, 2942
Sayılı Kanunun27. maddesi incelendiğinde, kamulaştırma işlemlerinde öngörülen
yöntemlerin bir kısmının uygulanmayarak taşınmaza acele el konulabilmesi yolu
istisnai olarak başvurulabilecek bir yöntem olarak düzenlendiğinden, madde
hükmü ile acele kamulaştırmada olağan kamulaştırmaya oranla özel koşulların
varlığı aranmış ve üç durumda acele kamulaştırma yolu ile taşınmaza el
konulmasına olanak tanınmıştır. Bu koşulardan ikisinde Milli Müdafaa
Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya özel
kanunlarda öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olması halleri şeklinde
açıkça sayılmak suretiyle üstün kamu yararının ve kamu düzeninin korunmasının
gerçekleştirilmesi amacıyla acele kamulaştırma yoluna gidilebileceği belirtilmiştir.
Bu kapsamda 3. koşul olan aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar verilebilmesi
içinde kamu yararı ve kamu düzenine dair olma halinin maddede yer alan diğer
iki koşula paralel nitelik taşıması gerektiği açıktır. Nitekim anılan maddenin
gerekçesinde de; acele ve istisnai hallerde, Kanunun önceki hükümlerine
uyulmasının çeşitli sakıncalar yaratabileceği gibi, kamunun büyük zararlara
uğramasının da muhtemel olabileceği belirtilerek maddede belirtilen şartların
varlığına bağlı olarak kıymet takdiri dışındaki bazı kanuni işlemlerin sonraya
bırakılarak, maddede öngörülen süre ve şekilde taşınmaza el konulması
düzenlenmiştir.
Dosyanın
incelenmesinden, aynı zamanda yenileme alanında da kalan uyuşmazlığa konu
taşınmazların bulunduğu bölgenin Karaman Belediye Meclisinin 10.10.2011
tarihli, 354 Sayılı kararı ile kentsel dönüşüm ve gelişim alanı olarak
belirlendiği, Karaman Belediye Başkanlığının talebi ve İçişleri Bakanlığının
26.6.2012 tarihli, 16998 Sayılı yazısı üzerine de, 2942 Sayılı Kanunun 27.
maddesi uyarınca davaya konu Bakanlar Kurulu kararıyla, taşınmazın kentsel
dönüşüm ve gelişim projesi kapsamında kalması sebebiyle acele
kamulaştırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
5393 Sayılı
Kanunda, kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında bulunan yapıların
boşaltılması, yıkımı ve kamulaştırılmasında anlaşma yolunun esas olduğunun
belirtilmiş olduğu da göz önünde bulundurulduğunda, kentsel dönüşüm ve gelişim
projelerinin uygulanmasında öncelikle anlaşma yoluna gidilmesi gerektiği,
anlaşma sağlanamayan durumlarda kamulaştırma yapılması ve bu halde de
kamulaştırmanın 2942 Sayılı Kanun 27. maddesi uyarınca gerçekleştirilebilmesi
için ise yukarda da açıklandığı üzere acele kamulaştırmanın koşullarının
gerçekleşmiş olduğunun açıkça ortaya konulması gerektiği kuşkusuzdur.
Bu
açıklamalar çerçevesinde, bakılmakta olan dava değerlendirildiğinde, davalı
idarece öncelikle taşınmaz malikleri ile anlaşma yoluna gidilmesi, anlaşmanın
gerçekleşememesi halinde de yine ilk önce olağan kamulaştırma yolunun tercih
edilmesi, ancak 2942 Sayılı Kanunun 27. maddesinde yer alan acelelik halinin
bulunduğunun saptanması halinde anılan madde uyarınca acele kamulaştırılması
zorunlu bulunan taşınmazlara yönelik olarak gerekli tespitler yapılıp sebepleri
de belirtilmek suretiyle başvuruda bulunulması ve bunun sonucunda da başvuruda
bulunulan taşınmazlara yönelik inceleme yapılarak koşulların gerçekleşmesi
halinde Bakanlar Kurulunca 2942 Sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca aceleliğine
karar verilmiş olan taşınmazlara yönelik olarak acele kamulaştırma işlemlerinin
yürütülmesi gerekmektedir.
BU DURUMDA, 5393 SAYILI BELEDİYE KANUNUNUN 73. MADDESİ
UYARINCA KENTSEL DÖNÜŞÜM VE GELİŞİM PROJESİ UYGULANABİLMESİ İÇİN ARANAN
KOŞULLARIN VAR OLMASININ, ACELE KAMULAŞTIRMA YAPILMASI İÇİN YETERLİ OLMADIĞI,
DAVAYA KONU BAKANLAR KURULU KARARINDA 2942 SAYILI KAMULAŞTIRMA KANUNUNUN 27.
MADDESİNDE ÖNGÖRÜLEN ACELE KAMULAŞTIRMA PROSEDÜRÜNÜN UYGULANMASI İÇİN GEREKLİ
OLAN OLAĞANÜSTÜ DURUMLARIN VE BU YÖNTEME BAŞVURULMASI İLE AMAÇLANAN KAMU
YARARININ SOMUT OLARAK ORTAYA KONULAMADIĞI SONUCUNA VARILMIŞTIR.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, davaya konu işlemin iptaline,
aşağıda dökümü yapılan 184,40 -TL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret
Tarifesine göre hesaplanan 1.500,00- TL avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak
davacıya verilmesine, davalı yanındaki müdahilce yapılan yargılama giderlerinin
üzerinde bırakılmasına, müdahil tarafından yatırılan posta ücretinden kalan
102,00 TL'nin istemi halinde müdahile iadesine, bu kararın tebliğ tarihini
izleyen 15 ( onbeş ) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na
temyiz yolu açık olmak üzere, 09.04.2015 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
X- KARŞI OY :
Dava konusu: Karaman İli, Külhan
Mahallesi, Aktekke Camii Mevkii, 731 Ada, 3 Sayılı parselde bulunan taşınmazın,
kentsel dönüşüm ve gelişim proje kapsamında 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunun
27. Maddesi uyarınca acele kamulaştırmasına dair 3.8.2012 günlü, 28373 Sayılı
Resmi Gazetede yayınlanan 16.7.2010 günlü, 2010/3394 Sayılı Bakanlar Kurulu
kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek taşınmaz yönünden iptaline
dairdir.
İhtilaf konusu gayrimenkul hem 5366 Sayılı
Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıklarının Yenilerek Korunması ve
Yaşatılarak Kullanılması Hakkındaki Kanun kapsamında Bakanlar Kurulunun
19.12.2005 tarihli ve 9893 Sayılı kararı ile "yenileme alanı" olarak
tespit edilen bölge içinde hem de 5393 Sayılı Kanunun 73. Maddesi gereğince
Belediye meclisi kararı ile 'Kentsel dönüşüm ve gelişim alanı' olarak ilan
edilen bölge içinde kalmaktadır. Karaman Kalesi Aktekke Camii arasında kalan
belgede 22.3.2011 tarihli ve 1635 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yenileme
alanı olarak ilan edilmiştir.
2011/154150 ihale kayıt numaralı kentsel
dönüşüm saha çalışmaları ve yenileme projesi kapsamında sözleşme çerçevesinde
hak sahipleri ile uzlaşma görüşmeleri yapıldığı yapılan görüşmelere 123 hak
sahibinin katıldığı, 27.7.2012 tarihli Karaman Belediye Başkanlığının 3926
kayıt nosunda sözleşmenin tarafı olan şirket tarafından Karaman Belediyesine
bilgi verilmiş ve ihtilaf kapsamında ek-12-d ilavesi ile dosyada yer almıştır.
Bu evraklar çerçevesinde proje kapsamında
hak sahipleri ile uzlaşma görüşmelerinin yapıldığı da ortaya çıkmaktadır.
2942 Sayılı Kanunun 27. maddesi Acele
Kamulaştırma başlığını taşımaktadır. Buna göre '3634 Sayılı Milli Müdafaa
Mükellefiyeti Kanunun uygulanmasında Yurt Savunması ihtiyacına ve Aceleliğine
Bakanlar Kurulunca karar alınacak hallerde veya özel Kanunlarla öngörülen
olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet
takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi
ile mahkemece 7 gün içinde o taşınmaz malın 10. madde esasları dairesinde ve
15. madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare
tarafından mal sahibi adına 10. maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda
belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabilir."
Şeklindedir.
Bu Kanunun 27. maddesinde, Milli Müdafaa
Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında Yurt Savunması ihtiyacına veya özel
Kanunlarda öngörülen olağanüstü durumlarda gereklilik hallerinde, "Kamu
Düzeninin Korunması", "Kamu Yararı" ve "Olağanüstülük"
mevzubahistir, denilebilir.
Ancak "Kamu Düzeninin
Korunması", "Kamu Yararı" ve "Olağanüstülülük"
HALLERİNİ "aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar verilecek hallere"
taşıyabilmemiz hukuken mümkün bulunmamaktadır. Aksi hal adeta yeni bir Kanun ihdası
olur.
27. maddede düzenlenen bu üç hal
birbirinden ayrıdır ve müstakildir.
Hukukun ana kaidelerinden biri de,
"kanunun abesle iştigal etmemesidir." Zira böyle bir mecburiyet olsa
idi "acelelik haline", kanun koyucu ilave şartlar "getiremez
miydi" Kamu düzeninin zorunlu olduğu hallerde Bakanlar Kurulunca
aceleliğine karar alınacak durumlarda taşınmaz mala el konulabilir
"veya" olağanüstü durumlarda aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar
verilecek hallerde o taşınmaz mala el konulabilir "denilemez miydi"
Kanun koyucu isteseydi böyle bir düzenleme yapabilirdi... Ama Kanun buna
ihtiyaç duymaksızın, Bakanlar Kurulunca 27. madde kapsamında alınacak
kararlarla ilgili olarak, acelelik halinin takdirini, Bakanlar Kuruluna tamamen
bırakmıştır. Bu konuyla ilgili Bakanlar Kurulu kararında, Cumhurbaşkanı,
Başbakan ve tüm Bakanların onayı ve imzası mevcuttur... Ülkemizin ve
Devletimizin 1. Derecede yönetiminden Milletlerarası münasebetlere kadar tüm
meselelerinden sorumlu olan Bakanlar Kuruluna, bir yerin istimlak edilmesi
gündeme gelmiş ise, bu kadar ağır gündem ve ağır mesuliyetler içinde böyle bir
karar, 2942 Sayılı Kanunun 27. maddesinde "acelelik" kapsamı için de
kabul edilmiş bunun içinde Kanun koyucu tarafından "aceleliğin" önüne
ve sonuna herhangi bir şart ve koşul konulmamıştır.
Bu bakımdan acele istimlak konusunda,
Bakanlar Kurulu Gündeminin içine girebilecek hale bir gayrimenkulun pek çok
kademe ve hiyerarşiden geçerek gelebilmesi ve nihayetinde Ülkemizin ana karar
ve icra organından "Aceleliğe Yönelik" icazet ve onay alması, başlı başına
her yönüyle yeterlidir.
Bu durumun aksine bir yargı denetimi,
Bakanlar Kurulunun takdir hakkına bir müdahale niteliği taşır Zira hem Anayasa
madde 125 fıkra 4 de "... İdari eylem ve işlem niteliğinde veya ( idarenin
) takdir ve yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez." hem de
2577 Sayılı Kanunun 2-2 maddesinde de "İdari Yargı Yetkisi, İdari E. ve
İşlemlerin Hukuka Uygunluğunun Denetimi ile sınırlıdır. İdari Mahkemeler
yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme yetkisini Kanunlarda gösterilen şekilde
ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, İdari eylem ve
işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı
kararı veremezler." hükümleri her yönüyle açıktır.
Bunun için Kanunun getirmediği şartları ve
ölçüleri, muhakeme şartı olarak yargı denetiminde aramak hukuken doğru
değildir.
Bu sebeple Bakanlar Kurulunun Acele İstimlak kararının doğru olduğu kanaatıyla, çoğunluk görüşüne iştirak etmiyorum.(kaynak: kazancı Bilgi bankası)
< Önceki | Sonraki > |
---|