KAYDUL

HUKUK


Mahkeme Kararları » İdare Hukuku »
Çarşamba, 24 Nis 2024

Serbest Muhasebeci Mali Müşavir olan davacının, davalı idareye ait olan internet sitesinin forum sayfasına aleyhine yazılı olan ve kaldırılması istemiyle başvurmasına rağmen kaldırılmayan hakaret ve küfürler nedeniyle manevi tazminata hükmedilmesi gerekir

T.C.

DANIŞTAY

8. DAİRE

E. 2008/6707

K. 2011/2949

T. 1.6.2011

İstemin Özeti : Serbest muhasebeci mali müşavir olan davacının, davalı idareye ait olan internet sitesinin forum sayfasında aleyhine yazılı olan ve kaldırılması istemiyle başvurmasına rağmen kaldırılmayan hakaret ve küfürler nedeniyle 40.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi istemiyle açtığı davada; davalı idarenin internet sitesindeki forum sayfasının odanın meslekle ilgili olmayan bir faaliyeti olduğu, buradaki görüş ve yayınların bunları yazan kişilerin kişisel görüşlerini ifade ettiği ve bunların kişisel sorumluluklarını doğuracağı, ortada davalı idarenin eylem ve işleminden kaynaklanan bir nedenle davacının acı ve üzüntüye düştüğünden veya şeref ve haysiyetinin incindiğinden söz edilemeyeceğinden manevi tazminat verilmesini gerektirecek bir durumun bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddeden Gaziantep 1. İdare Mahkemesinin 05.03.2008 gün ve E:2007/251, K:2008/312 sayılı kararının; hakaretlerin yayınlanmasında idarenin sorumlu olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.

Savunmanın Özeti : Yanıt verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi Melek ŞENDİL YAN'ın Düşüncesi : İstemin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Leyla KODAKOGLU'nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

KARAR : Uyuşmazlık, serbest muhasebeci mali müşavir olan davacının, davalı idareye ait olan internet sitesinin forum sayfasında aleyhine yazılı olan ve kaldırılması istemiyle başvurmasına rağmen kaldırılmayan hakaret ve küfürler nedeniyle 40.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi istemine ilişkindir.

İdarenin hukuki sorumluluğundan söz edilmesi için ortada bir zararın bulunması ve bunun idareye yüklenebilen bir işlem veya eylemden doğması, başka bir deyişle zararla idari faaliyet arasında illiyet bağı bulunması gerekmektedir. İdarenin kamu hizmetinin yürütülmesinden doğan zarardan sorumlu tutulmasını gerektiren durumlardan birisi de hizmet kusurudur. İdarenin hizmet kusurunu oluşturan eylemi nedeni ile uğranılan zararı tazminle yükümlü olduğu idare hukuku ilkelerindendir. İdarenin hukuki sorumluluğunun bir sonucu olan tam yargı davalarındaki amaç, idarenin bir eylemi ya da işlemi nedeni ile uğranılan zararın giderilmesidir.

Öte yandan, idarenin manevi tazminatla yükümlü kılınabilmesi ise, yine idarenin bir eylem ya da işlemi nedeniyle kişinin manevi ve ruhsal açıdan hissettiği büyük üzüntü ve elemin adaletin sağlanmış olması duygusu ile azaltılması ve telafi edilmesi amacına yönelik olabileceği de açıktır. Başka bir anlatımla, manevi tazminat patrimuanda meydana gelen bir eksilmeyi karşılamaya yönelik bir tazmin aracı olmayıp, manevi tatmin aracıdır. Başka türlü giderim yollarının bulunmayışı veya yetersiz kalışı, manevi tazminatın parasal olarak belirlenmesini zorunlu hale getirmektedir. Manevi tazminata hükmedilmesi için idarenin hukuka aykırı bir işlemi veya eylemi sonucu ağır bir elem ve üzüntü duyulmuş olması veya şeref ve haysiyetinin rencide edilmiş bulunması gerekir.

Dava dosyasının incelenmesinden, davacının davalı idareye ait olan internet sitesinin forum sayfasında yazılar yazdığı, bu yazılara yönelik bazı kişilerin de davacı aleyhine hakaret ve küfür içeren görüşlerini aynı internet sitesinin forum sayfasında yayınlandığı, davacının şahsına yönelik bu yazıların yayınlanmasının engellenmesi için 28.10.2005 tarihinde başvurmasına karşın yazıların kaldırılmaması nedeniyle 12.1.2007 tarihinde yaptığı başvuru ile tazminat isteminde bulunarak herhangi bir ödemede bulunulmaması üzerine bakılmakta olan davanın açılmış olduğu anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlığın çözümü, davacının kendisini manevi olarak zarara uğrattığını iddia ettiği yayınların niteliğinin belirlenmesinin yanısıra bu yayınların kaldırılması ya da kaldırılmaması konusunda davalı idarenin bir kusuru ve sorumluluğunun bulunup bulunmadığının tespitini gerekli kılmaktadır.

Davalı idareye ait ve genel kullanıma açık olan internet sitesindeki yayınların herkes tarafından okunabildiği açık olup, davalı idarenin kendisine ait internet sitesini denetleme yetkisi bulunmadığından söz etmek mümkün değildir.

Nitekim davacının davalı idareye söz konusu yayınların kaldırılması istemiyle yaptığı başvuruya verilen yanıtta, Odanın internet komisyonunun bu konuda yetkisi olduğu da açıkça belirtilmiştir.

Yine davalı idare, Mahkemeye verdiği savunma dilekçesinde, davacının yayınlanmamasını istediği açıklamaların davacı tarafından ilgili kişi hakkında açılan davada delil olarak kullanılmak üzere silinmeyerek davanın açılmasından sonra da yayınlanmaya devam edildiği beyan edilmiştir.

Öte yandan davacının kendisine bu davanın konusunu teşkil eden ifadeleri nedeniyle hakaret ettiğinden bahisle Kartal 1. Sulh Ceza Mahkemesinde açtığı dava sonucu ilgili kişi adli para cezası ile cezalandırılmıştır.

Bu açıklamalar karşısında, Kartal 1. Sulh Ceza Mahkemesince hakaret suçunun işlendiğine karar verilmiş olduğu dikkate alındığında, davacının hakaret niteliği taşıdığını ileri sürdüğü yayınları denetiminde ve sorumluluğunda bulunan internet sitesinden kaldırmayan davalı idarenin hizmet kusuru işlemiş olduğu açıktır.

Bu durumda, davacının kendisine yönelik hakaret niteliği taşıyan yayınlardan dolayı manevi zarara uğramış olması nedeniyle davacının kişisel durumu ve olayın niteliği gözönüne alınarak takdir edilecek bir oranda manevi tazminata hükmedilmesi gerekmektedir.

Bu nedenle tazminat isteminin reddine ilişkin kararda hukuki isabet görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle Gaziantep 1. İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, 01.06.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.

Tags: perpada alacak avukatı | 4077 sayılı kanun | borçlar kanunu | eser sözleşmesi | görevli mahkeme | manevi tazminat avukatı | manevi tazminat davası | perpada avukat | perpada avukat ara | perpada ceza avukatı | perpada icra avukati | perpada iş avukatı | perpada ticaret avukatı | tazminat davaları avukatı | tazminat davası | tüketici | tüketici davaları | tüketici mahkemeleri | tüketici uyuşmazlıkları | yetkili mahkeme


e-mail:
info @ kaydulhukuk.com

Telif Hakkı © 2012 Kaydul Hukuk Bürosu. Tüm hakları saklıdır. Bu sitede paylaşılan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlı olup,
Türkiye Barolar Birliğinin ilgili düzenlemeleri uyarınca reklam, teklif, hukuki öneri veya danışmanlık teşkil etmez.