KAYDUL

HUKUK


Mahkeme Kararları » Medeni Hukuk »
Cuma, 19 Nis 2024

Korkutma ve Aşırı Yararlanma Kapsamında Tapu İptal Davaları

GABİNİN ŞARTLARI

Gabinden söz edilebilmesi için, edimler arasında açık oransızlık bulunması (objektif unsur), darda kalma, tecrübesizlik, düşüncesizlik veya hafiflik durumlarının bulunması (Subjektif unsur) Diğer yanın ise yararlanmak, sömürmek kastının bulunması (subjektif unsur) gerekir. Y. 1. HD. E.2015/13741 K. 2018/11469 T. 25.06.2018

  1.  Dava, korkutma(ikrah) ve aşırı yararlanma (gabin) hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
  2.  Davacı; davalının kendisine şiddet kullanmak, ölümle tehdit etmek, dalgınlığından ve içine düştüğü ruhi bunalımdan faydalanmak suretiyle kardeşi ...’un borcu olduğundan bahisle maliki olduğu ... parsel sayılı taşınmazdaki payını bedelsiz olarak devrediğini sağladığını ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
  3.  Davalı, iddianın doğru olmadığını, taşınmazı inşaat demirine karşılık satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, asli müdahele istemlerinin ve iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
  4.  Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacının 8470 ada 9 parsel sayılı taşınmazdaki 3614/37976 payını 27.08.2009 tarihinde, davalıya satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır. 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 37. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 29.) maddesine göre, bir kimse, karşı tarafın veya üçüncü bir kişinin kendisi veya yakınlarının maddi veya manevi varlığına yönelik hukuka aykırı ve esaslı korkutması sonucu yaptığı sözleşme ile bağlı sayılamaz. TBK'nin 38. (BK'nin 30.) maddesinde belirtildiği üzere korkutmadan (ikrahtan) söz edilebilmesi için, tehdidin sözleşmeyi yapan kimsenin veya yakınlarının kişilik haklarına veya mal varlıklarına yönelik olması, korkutmaya maruz kalanın sübjektif durumuna göre ağır ve derhal meydana gelebilecek nitelik taşıması, haksız (hukuka aykırı) sayılması, illiyet bağının bulunması, yani sözleşmenin tehdidin yarattığı korku sonucu yapılması zorunludur. 
  5. Bu koşulların varlığı halinde iradesi sakatlanan taraf, isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırılabilir. Hemen belirtmek gerekir ki, iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Korkunun kalktığı tarihten itibaren bir yıllık hak düşürü- cü süre içerisinde sözleşme karşı tarafa yöneltilecek tek taraflı sarih ve zımni bir irade açıklaması ile feshedilebileceği gibi def'i veya dava yoluyla da kullanılabilir. (TBK'nin 39. m.) Sözleşme iptal edilmekle yapıldığı andan itibaren ortadan kalkacağı için, yerine getirilen edim istihkak davası (tapulu taşınmazlarda iptal ve tescil davası), bunun mümkün olmadığı hallerde sebepsiz zenginleşme davası ile geri istenebilir. 
  6. Öte yandan, sözleşmenin gabin (aşırı yararlanma) nedeniyle illetli olduğunun kabulü için edim ve karşı edim arasındaki oransızlığın, taraflardan birinin, diğerinin şahsında mevcut özel bir durumu bilerek istismar etmesi, sömürmesi sonucu oluşması gerekir. Dar ve zor durumda kalmaları nedeniyle, sözleşme yapmaya, mallarını çok düşük bedel ile devretmeye sürüklenmiş kişileri korumak zayıfı güçlüye ezdirmemek için hukukumuzda da düzenlemeler yapılmış 6098 s. Türk Borçlar Kanunun (TBK) 28. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 21) maddesi ile aynen; "Bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir.
  7.  Zarar gören bu hakkını, düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği; zor durumda kalmada ise, bu durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak beş yıl içinde kullanabilir." hükmü getirilmiştir. O halde, aşırı yararlanmadan (gabinden) söz edilebilmesi, objektif unsur olan edimler arasındaki aşırı oransızlık yanında, bir tarafın darda kalma, tecrübesizlik, düşüncesizlik (hafiflik) hallerinin bulunması, diğer yanın ise yararlanmak, sömürmek kastını taşıması biçiminde iki sübjektif unsurun dahi gerçekleşmesine bağlıdır. 
  8. Gabinin varlığı zarar görene (sömürülene), bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirerek iptal davası açıp iddiasını her türlü delille kanıtlama ve verdiğini geri isteme hakkı ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteme hakkı verir. Gabin davasında öncelikle edimler arasındaki, aşırı oransızlık üzerinde durulmalı, objektif unsur ispatlandığı takdirde zarar gördüğünü iddia edenin kişiliği, yaşı, sağlık durumu, toplumdaki yeri, ekonomik gücü psikolojik yapısı gibi maddi, manevi yönler yani sübjektif unsur derinliğine araştırılıp incelenmelidir. 
  9. Somut olayda, yukarıda açıklanan ilke ve olguları kapsar biçimde bir araştırma ve incelemenin yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Şöyle ki, mahallinde keşif yapılarak, çekişmeli taşınmazın dava ve satış tarihindeki gerçek değerlerinin ne olduğu saptanmamış, davacı vekili delil listesinde tanık ismi bildirmiş olmasına rağmen bildirdiği tanıklar dinlenmemiş, davacının kardeşi ...’un çekişme konusu devirle ilgili şikayeti üzerine başlatıldığı ileri sürelen ... ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/17100 soruşturma sayılı dosyası getirtilip incelenmemiştir.
  10.  Hâl böyle olunca; yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde gerekli araş- tırma ve incelemenin yapılması, mahallinde keşif yapılarak dava konusu taşınmazın satış tarihindeki gerçek değerinin belirlenmesi, satış bedeli ile gerçek değer arasında fark bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, davacının bildirdiği tanıkların dinlenmesi, ... ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/17100 soruşturma sayılı dosyası ile ... İcra Müdürlüğünün 2009/11060 ve 2009/11061 Esas sayılı takip dosyalarının aslının veya onaylı suretlerinin temin edilmesi, taraf delillerinin eksiksiz şekilde toplanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


e-mail:
info @ kaydulhukuk.com

Telif Hakkı © 2012 Kaydul Hukuk Bürosu. Tüm hakları saklıdır. Bu sitede paylaşılan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlı olup,
Türkiye Barolar Birliğinin ilgili düzenlemeleri uyarınca reklam, teklif, hukuki öneri veya danışmanlık teşkil etmez.