KAYDUL

HUKUK


Makaleler » İdare Hukuku »
Pazar, 12 May 2024

TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİ TEMEL ALAN HUKUKU ÖZGÜRLÜKLERİNİN TEMİNATI GÖREN BİR ANAYASA


Anayasalar devletlerin hukuk sisteminde hukukun omurgasını oluşturan yapı taşlarıdır. Anayasalar kendi tarihi süreci içerisinde bireyin hak ve özgürlüklerini( guvence altına )kurma altına alan ve devletinin yapısını ortaya koyan temel hukuk belgeleridir. 

Türkiye Cumhuriyeti Devleti de 88. yılı itibarı ile 1921, 1924 ve 1961 Anayasalarını kendi dönemleri içinde ve 1982 Anayasasını da halen hukuk sisteminin merkezine almıştır. 

2011 yılı itibarı ile Türkiye devlet olarak  ilmi, ekonomik, kültürel ve teknolojik alanlar başta olmak üzere ilerlemeye ve başta bölgesi olmak üzere tüm dünyada takip edilen LİDER ULKE DURUMUNA YUKSELMİŞ dış politikada sözu geçen bir ulke haline gelmiştir.  

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin vatandaş unsurunu bir gök kuşağı canlılığında medeniyetlere öncülük etmiş insan toplulukları oluşturmaktadır. Vatan unsuru ise tarihi dikkatle incelendiğinde medeniyetlere beşik olmuş daima insanlığın merkezi sahası olan Anadolu topraklarıdır. 

Türkiye Cumhuriyeti günümüz itibarı ile her alanda öncülük edecek derece gelişmelerin taşıyıcı konumunu almış olup hukuk sistemi itibarı ile de bünyesini oluşturan tüm unsurlara cevap verebilecek, bireylerin şahsı ve toplu gelişmelerine ön açacak bir sistem için, hukuk sisteminin merkezinde yer alan 1982 Anayasasını günün ihtiyaçlarına uygun hale getirmesi gerekmektedir.  

Bu husus tüm vatandaşların ve bizzat devlet teşkilatımızın her kademesinde seslendirilmekte ve gerekli adımların atılması arzu edilmektedir. Gelinen nokta da başta siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları olmak üzere yeni bir anayasanın hukuk sistemimizin merkezinde yer alması için aktif bir rol oynamaktadır. Bu hali ile de sosyolojik ve psikolojik alt yapısı ile gerekli irade tüm kesimlerde yer almaktadır. 

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin asli unsuru vatandaşlarının tamamı olup vatandaşlarının iradesi sistemin temelini oluşturmaktadır. 22 Temmuz 2011 seçimleri ile tüm vatandaşlar yeni bir anayasa için siyasi partilere bir görev tevdi etmiş bulunmaktadır.  

Demokratik hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti tarihi gelişimi ile asli kurucu iktidar bizzat vatandaşları olan yeni bir anayasayı yapacak basiret, feraset, bilgi, tecrübe ve ufka sahiptir. 

Özellikle 22 Temmuz 2011 seçimleri ile Türkiye Büyük Millet Meclisinde vatandaşların temsil gücü %95 olarak tecelli etmiştir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yansıyan iradenin özünde temel hak ve özgürlükleri temel alan, vatandaşının özgürlüklerinin tesisi için var olan bir devlet fikri yer almaktadır.  

Siyasi, ekonomik, kültürel, sosyolojik ve psikolojik olarak iradeler yeni bir anayasada kenetlenmiş ve birleşmiştir. Türkiye Cumhuriyetini oluşturan tüm vatandaşlar her biri kendi özgür fikri altyapısı ve topluluğu ile bu durumu en gür sesle tüm renkleri ile orta koymaktadır. 

Her yeni için öncelikle iradenin teşekkül etmesi gerekmektedir ve yeni anayasa konusunda her bir vatandaşın ortak bir ses halinde iradesi her ortamda ortaya konuşmuş bulunmaktadır. 

Milli irade Türkiye Cumhuriyetinin her anında hakimdir ve kurucu irade milletin bizzat kendisinin iradesidir. Milli irade 88 yıllık süreç içinde en gür şekilde yeni bir anayasa yapımı iradesini seslendirmektedir. Milli iradenin merkezi de Türkiye Büyük Millet Meclisi olup milletin yeni anayasa iradesine tüm meşruiyeti ile milletin tümünün iradesi yönünde cevap verecektir.  



e-mail:
info @ kaydulhukuk.com

Telif Hakkı © 2012 Kaydul Hukuk Bürosu. Tüm hakları saklıdır. Bu sitede paylaşılan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlı olup,
Türkiye Barolar Birliğinin ilgili düzenlemeleri uyarınca reklam, teklif, hukuki öneri veya danışmanlık teşkil etmez.