T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/20116
K. 2012/24336
T. 26.11.2012
DAVA : Dava dilekçesinde 10.000,00 TL manevi tazminatın faiz ve
masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece dava
dilekçesinin görevsizlik nedeni ile reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı
tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu
anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davada; düğün organizasyonu kapsamında çekilen kamera kayıtlarının
bozuk olmasından dolayı uğranılan manevi zararın tazmini talep edilmiştir.
Mahkemece, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi
olduğu gerekçesi ile dava dilekçesinin görevsizlik nedeni ile reddi cihetine
gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; video çekiminden kaynaklanan manevi
tazminat istemine ilişkin olup, davaya bakmaya görevli mahkemenin
belirlenebilmesi için öncelikle taraflar arasındaki hukuki ilişkinin
tanımlanması gerekir.
Somut olayda taraflar arasındaki hukuki ilişki
eser sözleşmesine dayanmaktadır. Zira eser sözleşmesi, BK 470.maddesinde
belirtildiği gibi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de
bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Eser
sözleşmelerinde sözleşme anında eser ortada olmayıp, sözleşmeden sonra meydana
getirilmesi söz konusudur.
Bir uyuşmazlığa Tüketici Mahkemesi'nde
bakılabilmesi için uyuşmazlığın 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki
Kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak çıkmış olması gerekir. Anılan Kanunun 3/e
maddesinde tüketici; bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla
edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi olarak tanımlanmıştır.
Bu tanımlamaya göre yasa, hazır bir malı veya hizmeti satın alarak onu günlük
yaşamında kullanan veya tüketen kişiyi korumaktadır. Yasada dar kapsamlı mal ve
hizmet ilişkileri olağan tüketim işleri kapsama alınmıştır.
Somut olayda olduğu gibi Tüketicinin Korunması
Hakkındaki Kanun hükümlerinin eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda
uygulanması hukuken mümkün değildir.
O halde mahkemece işin esasına girilerek
sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, görev yönünden dava dilekçesinin reddi
usul ve yasaya uygun görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın
yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde
olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve
peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.11.2012
tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
< Önceki | Sonraki > |
---|