KAYDUL

HUKUK


Mahkeme Kararları » İdare Hukuku »
Pazartesi, 29 Nis 2024

Tutuklunun Cezaevinde Hizmet Kusuru Sonucu Ölümü Halinde Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Hesaplanırken Alması Muhtemel Cezanın Dikkate Alınarak Hesaplama Yapılması Gerektiği Hakkında Danıştay Kararı


T.C.

D A N I Ş T A Y

İdari Dava Daireleri Kurulu

Esas  No   : 2008/909

Karar No   : 2011/278

Anahtar Kelimeler : Hizmet Kusuru, Cezaevi, Destekten Yoksun Kalma Tazminatı

Özeti : Davacılar murisinin tutuklu olarak bulunduğu cezaevinde idarenin hizmet kusuru sonucu  ölmesi  üzerine yakınlarına ödenecek destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken, davacılar murisinin alması muhtemel hapis cezasının dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiği hakkında.

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı)  : Adalet Bakanlığı

Karşı Taraf (Davacılar) : Kendi adlarına asaleten  …, …, …, …, …, …, … ve … …'ya velayeten

1- …

2- …

Vekilleri    :  Av. …

İstemin Özeti   : Manisa   İdare  Mahkemesinin  26.12.2007 günlü, E:2007/2491, K:2007/2468 sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması, davalı idare tarafından istenilmektedir.

Savunmanın Özeti  : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi Gülhan Akyüz'ün Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının davacı murisinin azami tutuklu kalacağı süre dikkate alınarak destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması gerektiği gerekçesi ile bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Hüseyin Ünal Kara'nın Düşüncesi : Danıştay Onuncu Dairesinin 14.3.2006 günlü ve E:2003/1095, K:2006/1894 sayılı bozma kararının dayandığı hukuki ve yasal nedenlerle temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesince verilen ısrar kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir.


TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca dosya incelendi, gereği görüşüldü:

Dava,  davacılar murisinin Uşak E Tipi Kapalı Cezaevinde tutuklu bulunduğu sırada cezaevinde  çıkan olaylar sırasında  ölümü nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen toplam 10.000,00.- lira maddi, 20.000,00.-lira manevi zararın tazmini istemiyle açılmıştır.

Manisa  İdare Mahkemesinin 28.11.2002 günlü, E:2001/449, K:2002/1095 sayılı kararıyla; kamu idarelerinin yapmakla yükümlü bulundukları kamu hizmetlerini gereği gibi ifa etmekle beraber bu hizmetin işleyişini sürekli olarak kontrol etmek ve hizmetin yürütülmesi sırasında gerekli önlemleri almakla yükümlü olduğu, idarenin bu yükümlülüğünü yerine getirmemek suretiyle hizmetin kötü veya geç işlemesi veya gereği gibi işlememesi ve bu yüzden bir zarar verilmiş olması halinde tazmin sorumluluğu bulunduğu, kişilerin can ve  mal güvenliğini sağlamanın idarenin sorumluluğunda olduğu, Uşak Cezaevinde tutuklu iken cezaevinde 1.11.2000 tarihinde çıkan olaylar sonucunda, davacılar murisinin öldürülmesinde idarenin  hizmet kusuru bulunduğu gerekçesiyle, yoksun kalınan zararın hesaplanabilmesi amacıyla yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucuna göre, maddi tazminat istemlerinin kısmen kabulüyle davacılardan  ölenin babası …'ya 3.826.036.759.-TL ve annesi …'ya 3.826.036.759.-TL. nin idareye başvuru tarihinden itibaren yürütülecek yasal  faiziyle birlikte ödenmesi, fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin reddine , olay sonucu elem ve  ızdırap nedeniyle

manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüyle ölenin babası ve annesinin her birine 2.000.000.000.-TL,  ölenin kardeşleri olan diğer davacıların her birine 500.000.000.-TL. olmak üzere toplam 8.000.000.000.-TL. manevi tazminatın ödenmesine, fazlaya ilişkin kısmının reddine karar verilmiştir.

Anılan karar, temyiz incelemesi sonucunda, Danıştay Onuncu Dairesinin 14.3.2006 günlü, E:2003/1095, K:2006/1894 sayılı kararıyla; davacılar murisi …'nın da aralarında bulunduğu toplam 8 kişinin, 25.10.2000 tarihinde, Uşak  İlindeki  … isimli fabrikanın basılması olayıyla ilgili olarak 4422 sayılı Yasaya muhalefet, iş ve  çalışma hürriyetini tahdit suçlarından 2000/5047 hazırlık numarasıyla aynı gün sevk edildikleri Uşak 2. Sulh Ceza Mahkemesinde 2000/219 sorgu zaptıyla tutuklanmalarına karar verildiği ve aynı gün cezaevine konulduğu, sanıklarla ilgili suçların DGM kapsamında olması nedeniyle 27.10.2000 tarihinde, 2000/366 sayılı görevsizlik kararıyla evrakın İzmir Devlet

Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, burada evrak tefrik edilerek çıkar amaçlı suç örgütü mensubu olmak, çıkar amaçlı suç örgütüne yardım etmek suçlarından 2001/1 sayılı iddianame ile kamu davası açıldığı, davacılar murisinin cezaevinde  öldürülmesi nedeniyle hakkında takipsizlik kararı verildiği, diğer sanıklardan bazıları hakkında yargılamanın devam ettiğinin anlaşıldığı; bu durumda, davacılar murisinin tutuklu olarak yargılandığı, idarenin hizmet kusuru sonucu 2.11.2000 tarihinde cezaevinde öldürüldüğü,  İdare Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesinde, davacılar murisinin ölüm tarihi dikkate alınarak destekten yoksun kalma tazminatının


hesaplandığı, hükme esas alınabilecek nitelikte bulunan bilirkişi raporuna göre davacıların destekten yoksun kalma tazminatı isteminin kısmen kabulüne karar verildiğinin görüldüğü; davacılar murisi yönünden de ceza davasının yürütülmesine hukuki olanak bulunmadığı anlaşılmakla birlikte, Uşak İlindeki …isimli fabrikanın basılması olayıyla ilgili olarak yargılanan davacılar murisinin öldürülmemiş olması halinde, ceza davasına ilişkin dosyada yer alan bilgi, belge ve alınan ifadelere göre (aynı olaydan dolayı yargılanan diğer sanıkların ceza davasındaki bilgi ve belgelerden de yararlanmak suretiyle) alması muhtemel hapis cezası da dikkate alınarak davacıların destekten yoksun kalma

tazminatının hesaplanması gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucunda, maddi tazminat isteyen davacıların oğlu olan  …'nın cezaevindeöldürüldüğü 2.11.2000 tarihinden itibaren hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatının davalı idarece davacılara ödenmesi yolundaki mahkeme kararında hukuki isabet görülmediği;  öte yandan, temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebebler, temyize konu mahkeme kararının davacılara manevi tazminat  ödenmesine ilişkin kısmının bozulması gerektirecek nitelikte görülmediği gerekçesiyle kararın maddi tazminata ilişkin kısmının bozulmasına, manevi tazminata ilişkin kısmının onanmasına  karar verilmiş ise de,  İdare Mahkemesince, davacılar murisinin öldürülmemiş olması halinde, aynı olaydan dolayı yargılanan diğer sanıkların ceza davasındaki bilgi ve belgelerden yararlanmak suretiyle alması muhtemel hapis cezasının bulunarak, buna göre davacının destekten yoksun kaldığı tazminatın hesaplattırılması hususunda bir ön değerlendirme yapılması için, aynı

konuyla ilgili Mahkemelerinin E:2007/2407 sayılı dosyasında davacılar murisi ile birlikte aynı olay nedeniyle yargılanan diğer şahıslara ilişkin hükümlü-tutuklu bilgi formlarının Uşak Cumhuriyet Başsavcılığından istenildiği, cevaben gönderilen belgelerin, davacı murisinin muhtemel tutukluluk  - hükümlülük durumunun  tespitine  esas  alınabilecek niteliğe ve somutluğa ulaşmadığının, bir diğer anlatımla,  şahsın adli sürecinin soruşturma aşamasında kaldığının (dava açılmadığı) görüldüğü; ayrıca, bizzat o kişinin (ölenin) soruşturma/yargılanma sürecinde dosyasına girecek delillerin, ifadelerin, pişmanlığın (v.s.)  ışığında yapılacak değerlendirme ve  yürürlükteki kanunların uygulanmasıyla, ayrıca ilgilinin tutukluluk süresince mevcut halinin de dikkate alınmasıyla ne kadar hapis cezası alacağının ya da dava sürerken tutuksuz

yargılanmak  üzere serbest bırakılacağının ortaya  çıkabileceği, ceza yargılamasının tamamen kendine  özgü böyle bir durumu karşısında sayılan ihtimallere göre,  muhtemel hükümlülük süresi  şeklinde bir tespitin zarar hesabında soyut kalacağı; aynı şekilde hükümlülük süresinin infaz aşamasında da değişebileceği; herşeyden  önce aktarılan  hususların Anayasa'nın 38/4. maddesinde "Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz." hükmünün ve  İnsan Hakları ve Temel  Özgürlüklerinin Korunmasına  İlişkin Avrupa Sözleşmesi'nin 6/2. maddesindeki "Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılır." kuralı çerçevesinde ele alınmasının gerektiği ve her iki hükümde kastedilen tespitin de yetkili/görevli ceza mahkemeleri tarafından yapılabileceği sonuç ve kanaatine varılarak, bilinen, olağan, somut, hukuki ve bilimsel verilere dayanılarak yapılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapora göre bilirkişi raporunda hesaplanan miktarın, bu davada davacıların kesin olarak ortaya  çıkmış ve belirgin hale gelmiş destekten yoksun kaldığı tazminat miktarı olarak kabul edilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle bozma kararına uyulmayarak tazminat isteminin kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.


Davalı idare, Manisa  İdare Mahkemesinin 26.12.2007 günlü, E:2007/2491, K:2007/2468 sayılı ısrar kararını temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 125. maddesinin son fıkrasında; idarenin, eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmıştır. İdarenin kamu  hizmetinin yürütülmesinden doğan zarardan sorumlu tutulmasını gerektiren kuramlardan birisi hizmet kusurudur. İdarenin yürütmekle yükümlü olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk  olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır.

İdarenin tazminle yükümlü tutulması, ancak bir maddi zararın kesin olarak ortaya çıkmış, belirgin hale gelmiş olması halinde mümkündür. Kişinin isteği dışında maddi varlığında meydana gelen kayıp ve eksiklikler ile çoğalma olanağından yoksunluk olarak tanımlanan maddi zarar, henüz kesin olarak ortaya çıkmamış, belirgin hale  gelmemiş ise,  bu  aşamada idarenin tazmin yükümlülüğüne gidilmesine olanak bulunmamaktadır.

Açılan bu tam yargı davasında istenilen maddi tazminat, davacılardan …  ve  …'nın  oğlu olan  …'nın, Uşak  İlindeki  … isimli fabrikanın basılması olayıyla ilgili tutuklu olarak konulduğu cezaevinde  öldürülmesi sonucu desteğinden yoksun kalınması nedeniyle uğranılan zararın karşılığı olarak tanımlanmıştır.

Destekten yoksun kalma tazminatıyla, ölenin (desteğin) gelecekte elde etmesi muhtemel gelirinin güncelleştirilerek, destekten yoksun kalanın  ölüm olayından  önceki sosyal ve ekonomik yaşam düzeyinin devamını sağlayacak gelire kavuşturulması amaçlanmaktadır.

Dosyanın incelenmesinden, davacılar murisi … 'nın da aralarında bulunduğu kişilerin, 25.10.2000 tarihinde, Uşak  İlindeki … (… Tekstil) isimli fabrikanın basılması olayıyla ilgili olarak 4422 sayılı Yasaya muhalefet, iş ve çalışma hürriyetini tahdit suçlarından 2000/5047 hazırlık numarasıyla aynı gün

tutuklanmalarına karar verildiği ve aynı gün cezaevine konulduğu, sanıklarla

ilgili suçların DGM kapsamında olması

sevk edildikleri Uşak 2. Sulh Ceza Mahkemesinde 2000/219 sorgu zaptıyla nedeniyle 27.10.2000 tarihinde,

2000/366 sayılı görevsizlik kararıyla evrakın İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesi

Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, burada evrak tefrik edilerek  çıkar

amaçlı suç örgütü mensubu olmak,  çıkar amaçlı suç örgütüne yardım etmek

suçlarından 2001/1 sayılı iddianame ile kamu davası açıldığı, davacılar

murisinin cezaevinde öldürülmesi nedeniyle hakkında takipsizlik kararı verildiği,

diğer sanıklardan bazıları hakkında yargılamanın devam ettiği anlaşılmaktadır.




Davacılar murisinin tutuklu olarak yargılandığı esnada, idarenin hizmet kusuru sonucu 2.11.2000 tarihinde cezaevinde öldürüldüğü,idare Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesinde, davacılar murisinin ölüm tarihi

dikkate alınarak destekten yoksun kalma tazminatının hesaplandığı, hükme esas

alınabilecek nitelikte bulunan bilirkişi raporuna göre davacıların destekten

yoksun kalma tazminatı isteminin kısmen  kabulüne karar verildiği

görülmektedir.




Bu durumda, davacılar murisi yönünden ceza davasının yürütülmesine  hukuki    olanak    bulunmamakla    birlikte,    Uşak  İlindeki … (…Tekstil) isimli fabrikanın basılması olayıyla ilgili olarak yargılanan davacılar murisinin öldürülmemiş olması halinde, ceza davasına ilişkin dosyada yer alan bilgi, belge ve alınan ifadelere göre (aynı olaydan dolayı yargılanan diğer sanıkların ceza davasındaki bilgi ve belgelerden de yararlanmak suretiyle) alması muhtemel hapis cezası da dikkate alınarak davacıların destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucunda, maddi tazminat isteyen davacıların oğlu olan  …'nın cezaevinde  öldürüldüğü

2.11.2000 tarihinden itibaren hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatının

davalı idarece davacılara  ödenmesi yolundaki Mahkeme kararında hukuki

isabet görülmemiştir.




Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne, Manisa  İdare Mahkemesince verilen 26.12.2007 günlü, E:2007/2491, K:2007/2468 sayılı kararın Danıştay Onuncu Dairesince verilen karar doğrultusunda bozulmasına, dosyanın  İdare Mahkemesine gönderilmesine, 28.4.2011 gününde esasta ve gerekçede oyçokluğu ile karar verildi.


KARŞI OY

X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden, Manisa İdare  Mahkemesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu, temyiz dilekçesinde belirtilen hususların kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından temyiz isteminin reddi ile Manisa  İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

GEREKÇEDE KARŞI OY

XX- Dava; davacılar murisinin Uşak E Tipi Kapalı Cezaevinde tutuklu bulunduğu sırada 2.11.2000 tarihinde cezaevinde  çıkan olaylar sırasında ölümü nedeniyle uğranıldığı öne sürülen toplam 10.000,00.-TL maddi, 20.000,00.-TL manevi zararın tazmini istemiyle açılmıştır.Manisa  İdare Mahkemesince; davacılar murisinin  ölümü nedeniyle

destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanarak buna göre tazminat ödenmesine hükmedilmiş, Danıştay Onuncu Dairesince davacılar murisinin

ileride alması muhtemel hapis cezası da dikkate alınarak hesaplama yapılması

gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuş ise de Manisa  İdare Mahkemesince

muhtemel hükümlülük süresinin  hesaplanmasının mümkün bulunmaması

gerekçesiyle davanın kısmen kabulü yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir. Destekten  yoksun    kalma    tazminatı    ile    ölenin    (desteğin) gelecekte elde etmesi muhtemel gelirinin güncelleştirilerek, destekten yoksun kalanın ölüm olayından önceki sosyal ve ekonomik yaşam düzeyinin devamını sağlayacak gelire kavuşturulması amaçlanmaktadır.

Tutuklu bir kişinin cezaevinde  öldürülmesi nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken muhtemel mahkumiyet süresinin esas alınmasına masumiyet karinesi karşısında hukuken olanak bulunmamaktadır. Öte yandan, mahkumiyetten bahsedilebilmesi için kesinleşmiş bir yargı kararının bulunması gerekmektedir. Ancak, gerek 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda gerekse 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda kişilerin yargılandıkları suçlar bakımından alabilecekleri cezalara göre azami tutukluluk süreleri belirlenmiştir. Bu yasalarda belirtilen azami sürelerin dolması halinde tutukluluk hali kendiliğinden son bulmaktadır.

Buna göre, tutuklu bulunan kişilerin mahkum olup olmayacakları ya da ne kadar süreyle ceza alacaklarının belirlenmesi mümkün bulunmasa da, yukarıda belirtilen yasalar  çerçevesinde belirlenecek azami tutukluluk süreleri dikkate alınarak destekten yoksun kalma  tazminatının hesaplanması ve bu husus dikkate alınarak yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucuna göre tazminat miktari hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Manisa  İdare Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile bozulması gerektiği oyuyla, karara gerekçe yönünden katılmıyoruz.

Tags: çağlayanda ceza avukatı | ceza avukatı | ceza davası avukatı | ceza evinde tutuklunun ölümü | hizmet kusuru | idare hukuku | idari yargı | idari yargılama usulü kanunu | istanbulda ceza avukati | perpa tazminat davasi avukati | tam yargı davası | tazminat davası avukatı | tazminat davası avukatları


e-mail:
info @ kaydulhukuk.com

Telif Hakkı © 2012 Kaydul Hukuk Bürosu. Tüm hakları saklıdır. Bu sitede paylaşılan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlı olup,
Türkiye Barolar Birliğinin ilgili düzenlemeleri uyarınca reklam, teklif, hukuki öneri veya danışmanlık teşkil etmez.