KAYDUL

HUKUK


Mahkeme Kararları » Medeni Hukuk »
Pazar, 05 May 2024

Komşunun Gürültü Çıkarması Ve Gürültünün Önlenmesi Davaları

T.C.

YARGITAY

14. HUKUK DAİRESİ

E. 2014/2009

K. 2014/6031

T. 8.5.2014

ÖZET : Dava; gürültü nedeniyle komşuluk hukukundan kaynaklanan el atmanın önlenmesi davasıdır. Her ne kadar yerleşim yerinin köy olması nedeniyle komşuluk hukukundan kaynaklanan ve mülkiyet hakkının kullanım sınırlarını belirleyen kısıtlamaların kentsel yerleşime göre farklılık gösterebileceği düşünülse de davalı tarafından kullanılan spiral cihazının çıkardığı gürültünün köy yerleşimlerinde dahi katlanma sınırlarında kalmadığı ve hoşgörülemeyeceği kanaatine varıldığından davacının davasının kabulüne karar verilmelidir.

DAVA : Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.07.2010 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.05.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR VE SONUÇ: Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 08.05.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

YEREL MAHKEME İLAMI

T.C.

MADEN

SULH HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2010/69

KARAR NO : 2011/88

KARAR TARİHİ : 16/05/2011

Mahkememizde görülmekte bulunan Elatmanın Önlenmesi davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :

KARAR : İddia; davacı 26/07/2010 tarihli dilekçesi ile: "Elazığ İli Maden İlçesi Kavak Köyü'nde oturduğunu, oturduğu evin yanında davalı komşusu C.Ç.'in oturduğunu, davalının mesken olarak kullandığı evini aynı zamanda iş yeri olarak ta kullandığını, evinin önündeki bahçede demir doğrama işi yaptığını, davalının bu demir işinden dolayı çok fazla gürültü çıktığını, gürültü sebebiyle şahsının ve ailesinin rahatsızlık duyduğunu, oluşan yüksek gürültülerin kendilerini son derece rahatsız ettiğini, kendisini daha önce bir kaç defa gürültü yapmaması konusunda sözlü olarak uyardığını, fakat davalının bu uyarıları dikkate almadığını bu sebeple işbu davayı açma zorunluluğu doğduğunu, bu nedenlerle davasını kabulü ile davalının gürültü yaparak komşuluk haklarına tecavüzünün önlenmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve masrafların karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Savunma; davalı 23/09/2010 havale tarihli dilekçesinde özetle: "Davacının iddialarını kabul etmediğini, Elazığ'da İkamet edip çalıştığını, okullar tatil olduktan sonra yaklaşık 2,5 ay zamanında şikayeti yapılan yer olan köyde kaldığını, sadece hafta sonları kendisine ait olan evin bazı işlerini yaptığını, bunun yanında iş yerinden olan arkadaşlarının ve köydeki bazı akraba ve dostlarının ricaları üzerine malzeme karşılığında işlerini yaptığını, kesinlikle ticari bir faaliyet olmadan bu işleri yaptığını, davacı ile aralarındaki husumetten dolayı kıskançlık ve çekememezlikten başka bir şey olmadığını, ayrıca davacının amcasının oğlu olduğunu, üç yıldan beri kendisi ile konuşmadığını, sadece evde ev elektriği ile çalışan 220 volt elektrik ile küçük çapta, bir çanta tipi tabiri ile kaynak makinesi ve en küçük boyda bir adet demir kesme makinesinin bulunduğunu, iş yeri ve doğrama atölyesi diye hiçbir şeyin olmadığını, gerçek dışı olduğunu, kullandığı aletlerin 220 V elektrik ile çalıştığını ve 27/05/2010 tarihinde ödediği elektrik faturasının 49,00 TL olduğunu beyan etmiştir.

Dava; komşuluk hukukundan kaynaklanan el atmanın önlenmesi davasıdır.

Kanıtlar; taşınmazlara ilişkin tapu kayıtları, komşu taşınmazları gösterir şekilde krokileri, keşif, tanık beyanları, bilirkişi raporu.

Değerlendirme;Yargılama sırasında dava konusu taşınmaza ait tapu kayıt,kroki, kadastro tutanakları celp edilmiştir.

Komşuluk hukukundan kaynaklanan el atmanın önlenmesi davalarının esas kaynağını Medeni Kanunu'nun 737. maddesi oluşturmaktadır. Medeni Kanunu'n gerek komşuluk ilişkilerini düzenleyen 737. maddesinde, gerekse bunun yaptırımlarını hükme bağlayan 730. Maddesinde, mülkiyet hakkının "taşkın kullanılması" tanımlanmış değildir. Sadece taşkınlığın saptanmasındaki ölçütler sıralanmıştır. Mülkiyet hakkının taşkın kullanılması, gerek uygulamada gerekse doktrinde "aşırı kullanma", "hakkın aşılması", "kötüye kullanılması", "sorumsuz kullanılması" şeklinde de ifade edilmektedir. Mülkiyet hakkının taşkın kullanılması mekana, zamana, mahalli örf ve adete göre değiştiğinden, bunun tarif ve tanımından çok, nasıl takdir ve tespit edileceği önemlidir. Kanun koyucu tarif ve tanımdan kaçınarak, hakime objektif kriterlere göre verilen ölçütler içerisinde takdir ve tespit serbestisi tanıyarak, en uygun yolu seçmiş, böylece kanunun çeşitli yörelerde ve zamanlarda uygulanabilirliğini sağlamıştır.. Hakim somut olayın özelliğini, taşınmazların bölgelerini, yerlerini, niteliklerini, konumlarını, kullanma amaçlarını, yöresel örf ve adeti göz önünde tutarak, normal ve vasat bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir rahatsızlığın ( el atmanın ) bulunup bulunmadığını takdir ve tespit edecektir. Hakim sayılan tüm ölçütleri dikkate alarak, davacının subjektif ve aşırı duyarlılığı ile değil, objektif her normal insanın duyarlılığına göre el atmaya katlanıp katlanamayacağını tahmin ve tespite çalışacaktır. Sonuçta hakim katlanılabilir, hoşgörü sınırlarını aşan bir zarar veya rahatsızlığın ( el atmanın ) mevcudiyetini tespit ettiği takdirde, mülkiyet hakkı taşkın kullanılmış demektir. Hakim taşkın kullanma olup olmadığını araştırırken, taşınmazların yerlerini, konumlarını, kullanma amaçlarını, niteliklerini de göz önünde tutmak zorundadır. Taşkın kullanma, taşınmazların kentte veya köyde, tatil, eğlence, sanayi yahut yerleşim bölgelerinde olmalarına göre değişecektir. Örneğin köyde, kırsal kesimde besicilik yapmak mülkiyetin taşkın kullanılması olarak kabul edilmezken, şehirde besicilik yapmak mülkiyetin taşkın kullanımı sayılabilir. ( El Atmanın Önlenmesi Davaları, Eraslan Özkaya, Cilt 2, Sayfa 518 vf. )

Dava konusu olayımızda davacının iddia ettiği davalı tarafından yapılan gürültünün katlanma sınırlarını aşan bir durum oluşturup oluşturmadığı ve alınması gereken önlemlerin neler olduğunun tespiti amacıyla davalının taşınmazı başında gürültünün kaynağı olduğu belirtilen aletler ile keşif yapılmış, tanıklar dinlenmiştir. Keşif esnasında davalının evinin önünde bulunan alanda demir ve profil kesmekte kullanılan spiral çalıştırılarak söz konusu parçalar kesilmiş, ortaya çıkan gürültünün kişilerin konuşmasına veya birbirlerini duymalarına engel olmadığı, ancak çok net bir şekilde duyulduğu, davacı ile davalının evlerinin arasında herhangi bir ev veya duvarın olmadığı evlerin karşılıklı olduğu tespit edilmiştir.

Keşif esnasında dinlenen davalı tanığı E.T.: "Davalı benim eniştem olur, traktörde meydana gelen arıza sonucunda ront kısını sadece spiral aleti ile düzeltmişti bu da bir kaç dakikadan fazla sürmedi, ben başka bir iş yapıp yapmadığını bilemiyorum söz konusu alet süreli olarak çalışsa kişileri rahatsız edebilir." şeklinde beyanda bulunmuştur.

Keşif esnasında dinlenen davalı tanığı K. Ç.: "Davalı sadece benim pencerelerime demir yapmıştı. Ben de bunun karşılığı olarak kendisine 300,00 TL para vermiştim. Benim evime geldiği zaman alet olarak çalıştırmış olduğu spiral aletini kullanıyordu. Başka bir alet kullanıp kullanmadığını bilmiyorum. Davalının söz konusu yerde çeşitli işler yaptığını, yani demir işi yaptığını gördüm. Kaynak kesme işi yaptığını gördüm ben şu anda çalıştırılmış olan makine neticesinde davacının evinin bulunmuş olduğu yerde durduğunda rahatsız olmuyorum, köy yerinde bu kadar ses normaldir." şeklinde beyanda bulunmuştur.

Keşif esnasında dinlenen davalı tanığı S.K.: "Ben tarafları tanırım yaz aylarında televizyonun altına konulacak demir plakasını davalıya getirerek kestirmiştim. Bu esnada davacı da bizi cep telefonu ile görüntülemiştir. Şu anda kullandığı spiral aleti hatırladığım kadarıyla buydu. Davalının evinin önünde gelen ses şu anda davacının balkonuna ulaşmaktadır. Ben bu sesin kişileri rahatsız edip etmeyeceğini bilmiyorum. Köy olduğu için sesler oluyor ancak bunun fazla olup olmadığını bilemiyorum." Şeklinde beyanda bulunmuştur.

Davalının kullanmış olduğu spiral cihazı Çevre Mühendisi Bilirkişi B.T.'a teslim edilerek cihazın çıkardığı gürültü miktarı ve bunun Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği kapsamında değerlendirilmesi için rapor düzenlettirilmiştir. Çevre Mühendisi B.T. 06/04/2011 tarihli raporunda özetle: "Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği'nin 22. Maddesi b fıkrasında iş yeri, atölye ve imalathane vb. Yerlerden arka plan gürültüsünü 5 dB aşamayacağının belirtildiğini, yapılan ölçümler neticesinde bahsi edilen gürültü kaynağının sebep olduğu gürültü miktarının davacı Hanefi Çevik'in evinin yatak odasındaki arka plan gürültüsünü 2-3 dB artırdığının tespit edildiği, ancak aynı yönetmeliğin 26. Maddesi ( ğ ) fıkrası gereği bu faaliyetlerin ( spiral cihazı ) akşam 19:00 ile sabah 07:00 arasında çok hassas alanların 500 m. Yakınında bu tür faaliyetlerin kesinlikle yapılamayacağının belirtildiği ve konutların çok hassas kullanımlar içinde sayılmakta olduğunu ve tarafların evleri arasında 28.23 m mesafe bulunduğunu, sonuç olarak davalı C.Ç.'in kullandığı spiral cihazının gürültüsünün, davacı Hanefi Çevik'in evinin yatak odasındaki arka plan gürültüsü üzerindeki etkisi 2-3 dB gibi bir artışa neden olduğundan sakınca görülmediğini, ancak C.Ç.'in akşam 19:00 ile sabah 07:00 arasında bu tür faaliyetleri yapamayacağı kanaatine varıldığını belirtmiştir.

Her ne kadar bilirkişi raporunda davalı C.Ç.'in kullandığı spiral cihazının gürültüsünün, davacı H. Ç.'in evinin yatak odasındaki arka plan gürültüsü üzerindeki etkisinin 2-3 dB gibi bir artışa neden olduğundan sakınca görülmediği, ancak C.Ç.'in akşam 19:00 ile sabah 07:00 arasında bu tür faaliyetleri yapamayacağı kanaatine varıldığı yönünde rapor düzenlenmiş olsa da, Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi Ve Yönetimi Yönetmeliği'nin 22. maddesinde "işletme, tesis ve işyerleri için" çevresel gürültü kriterlerinin düzenlendiği, davalının faaliyetlerini herhangi bir işletme veya tesis kapsamında yapmadığı, faaliyetlerinin kendi ihtiyaçlarını karşılamak ve talep doğrultusunda akraba ve arkadaşlarının malzeme karşılığında ihtiyaçlarını karşılamak şeklinde cereyan ettiği ve eylemlerini ikametgâhının davacının evinin yanında bulunan bahçesinde gerçekleştirdiği, her ne kadar yerleşim yerinin köy olması nedeniyle komşuluk hukukundan kaynaklanan ve mülkiyet hakkının kullanım sınırlarını belirleyen kısıtlamaların kentsel yerleşime göre farklılık gösterebileceği düşünülse de davalı tarafından kullanılan spiral cihazının çıkardığı gürültünün köy yerleşimlerinde dahi katlanma sınırlarında kalmadığı ve hoşgörülemeyeceği kanaatine varıldığından davacının davasının kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

SONUÇ : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;

1-Davanın KABULÜNE,

2-Davalının dava konusu spiral cihazını kullanmak suretiyle TMK 737'de belirtilen komşular arasında hoş görülebilecek dereceyi aşan gürültüye ilişkin el atmasının söz konusu cihazın kullanımının engellenerek önlenmesine,

3-Peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 1,25 TL maktu karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,

4-Davacının bu yargılama için yapmış olduğu aşağıda dökümü bulunan 280,15 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

5-Dair yasa yolu açık olmak üzere ( kararın tebliğinden itibaren 8 gün içerisinde mahkememize sunulacak yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle hükmün temyiz edilebileceği, temyiz incelemesinin Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı ) davacı ve davalının yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

(Karar kazancı içtihat Bankasından alınmıştır)


e-mail:
info @ kaydulhukuk.com

Telif Hakkı © 2012 Kaydul Hukuk Bürosu. Tüm hakları saklıdır. Bu sitede paylaşılan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlı olup,
Türkiye Barolar Birliğinin ilgili düzenlemeleri uyarınca reklam, teklif, hukuki öneri veya danışmanlık teşkil etmez.