KAYDUL

HUKUK


Mahkeme Kararları » İş Hukuku »
Perşembe, 02 May 2024

İşe İade Davasında Feshin Geçerli Nedene Dayandığının İspatının İşverene Ait Olduğuna Dair Yargıtay Kararı

YARGITAY 22. Hukuk Dairesi, T. 08.12.2011, E.2011/4246 ve K 2011/7014


Özet
FESHİN GEÇERLİ NEDENE DAYANDIĞINI İSPAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ İŞVERENE AİTTİR. İŞÇİ, FESHİN BAŞKA BİR SEBEBE DAYANDIĞINI İDDİA ETTİĞİ TAKDİRDE, BU İDDİASINI İSPATLA YÜKÜMLÜDÜR.

BANKALARIN GÜVEN KURUMLARI OLDUĞU DİKKATE ALINDIĞINDA, BURADA ÇALIŞAN PERSONELİN GÖREVİNİ YERİNE GETİRİRKEN HERKESTEN DAHA ÖZENLE DAVRANMASI VE İŞ GÖRME BORCUNU GÜVEN UNSURUNUN SARSILMAYACAĞI TİTİZLİKTE YERİNE GETİRMESİ GEREKİR. BANKA GİBİ BİR İŞYERİNDE ÇALIŞMA GÜVEN ESASINA DAYANDIĞI VE DAVACI, TARAFLAR ARASINDAKİ KARŞILIKLI GÜVEN DUYGUSUNU SARSACAK DAVRANIŞLARDA BULUNDUĞU İÇİN İŞVERENİN FESHİ GEÇERLİDİR.



İçtihat Metni

Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Dairemiz Üyesi S. Göktaş tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı vekili, davacının iş akdinin feshinin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 2009 yılı başından iş akdinin fesih tarihine kadar kendisine defalarca uyarı yapılmasına ve disiplin cezası almasına rağmen görev ve sorumlulukları ile bağdaşmayan bir şekilde tutum ve davranış sergilediğini, müşterilerin bilgisi dışında ve banka zararına sebebiyet veren işlemler yaptığını, kendisi tarafından özenle saklanması gereken ve kimseyle paylaşmaması gereken şifre ve parolalarını aynı şubede çalışan personele vererek usulsüz işlemler yapılmasına zemin hazırladığını, şubeye gelen bazı müşterilere kaba ve nazik olmayan şekilde davrandığını, davranışlarının değişmemesi üzerine kendisinden savunma alındığını, savunmasında olumsuz tutum ve davranışlarını kabul ve ikrar ettiğini, davacı ile banka arasında güven ilişkisinin zedelendiğini, iş akdinin doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlar nedeni ile İş Kanunu 17. madde uyarınca geçerli nedenle feshedildiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece sahte kredi kullandırılmasında davacının sorumlu olduğuna dair banka tarafından yapılmış herhangi bir soruşturma bulunmadığı gibi, bilirkişi raporunda da sahte kimliğin sisteme girişinin nasıl gerçekleştirildiği, kredi tahsisinin ne şekilde tamamlandığı hususunun ispatlanamadığı tespit edilmiş olmakla feshin geçerli nedene dayanmadığı kanaati ile davacının davasının kabulüne karar verilmiştir.

Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu'nun 18 ve devamı maddeleridir.

4857 sayılı İş Kanunu'nun 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.

İş Kanunu'nun 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanun'un 25/II. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz.

4857 sayılı İş Kanunu'nun 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.

Somut olayda davacı 02.07.2004-30.04.2009 tarihleri arasında satış temsilcisi olarak çalışmıştır. Davacı işçinin sözleşmesi, davacı işçiye yapılan uyarıların hiçbir şekilde olumsuz tutum ve davranışları değiştirmemesi ve bilakis bunları ısrarla sürdürmesi, bu hususların şubenin normal yürüyüşünü olumsuz olarak etkilemesi ve bu durumun artık kabul edilmesinin mümkün olmaması nedeniyle işveren tarafından 30.04.2009 tarihinden geçerli olmak üzere İş Kanunu madde 17 uyarınca feshedilmiştir.

Davacının davranışı iş sözleşmesinin feshi için geçerli neden oluşturmaktadır. Nitekim özellikle banka gibi kurumlarda taraflar arasındaki güven ilişkisi çok önemlidir. Bankaların güven kurumları olduğu dikkate alındığında, burada çalışan personelin görevini yerine getirirken herkesten daha çok özenle davranması ve iş görme borcunu güven unsurunun sarsılmayacağı titizlikte yerine getirmesi gerekmektedir. Burada asıl önemli olan güven ilişkisinin sarsılmış olması olduğu için, bankanın uğradığı zararın miktarının da sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. Banka gibi bir işyerinde çalışma güven esasına dayandığı ve davacı taraflar arasındaki karşılıklı güven duygusunu sarsacak davranışlarda bulunduğu için işverenin feshi geçerlidir. Davacının müfettiş soruşturması ile tespit edilen davranışları, banka tarafından geçerli neden kapsamında değerlendirilerek davacının iş sözleşmesi feshedilmiş, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda da dosya kapsamındaki tüm deliller, feshe konu davranışların nitelik ve ağırlığı, davalı bankanın uğradığı zarar, özellikle 23.02.2009 tarihli teftiş kurulu raporuna konu usulsüz şifre paylaşımı, 06.04.2009 tarihinde sahte kimlik belgesi ile kredi kullandırılması hususları birlikte değerlendirildiğinde davacının bankacılık işlemlerinde gerekli özen ve dikkati göstermediği, feshin geçerli nedenlere dayandığı gerekçeleri ile belirtilmiştir. Buna rağmen mahkemece dosya içeriğine aykırı gerekçelerle davanın reddi yerine kabulü hatalıdır.

H ü k ü m: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;

1- Mahkeme kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,

2- Davanın REDDİNE,

3- Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

4- Davalı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan 1.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp, davalıya verilmesine,

5- Davalı tarafından yapılan 46.20 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,

6- Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 08.12.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.


e-mail:
info @ kaydulhukuk.com

Telif Hakkı © 2012 Kaydul Hukuk Bürosu. Tüm hakları saklıdır. Bu sitede paylaşılan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlı olup,
Türkiye Barolar Birliğinin ilgili düzenlemeleri uyarınca reklam, teklif, hukuki öneri veya danışmanlık teşkil etmez.