T.C.
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
E. 2013/3841
K. 2013/5102
T. 18.3.2013
DAVA : Dava,
2926 sayılı Kanun kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti istemine
ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle
davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün davalı Kurum avukatı
tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu
anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Hasan Özcan tarafından düzenlenen raporla
dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar
tespit edildi:
KARAR : 1- Davanın yasal dayanağı, 5510
sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 7.maddesi delaletiyle mülga 2926
sayılı Kanunun 2,3,6 ,9 ve 10. maddeleridir.
2926 sayılı Kanunun 2.maddesinde, Kanunla veya kanunların
verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında
kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın, 3.maddenin ( b
) bendinde tanımlanan tarımsal faaliyette bulunanların Tarım Bağ-Kur
sigortalısı sayılacakları belirtilmiştir.
Anılan Kanunun 3.maddesinin (
b ) bendinde "Tarımsal faaliyette bulunanlar: kendi mülkünde, ortaklık
veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya mahsus mahallerde ekim
dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya
tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünlerinin
üretimini, avlanmasını, avcılar ve yetiştiriciler tarafından muhafazasını,
taşınmasını sağlayanlar veya bu ürünlerden sair bir şekilde faydalanmak
suretiyle kendi adına ve hesabına faaliyette bulunanlar" olarak
tanımlanmış, 5.maddesinde, sigortalı olmanın zorunlu olduğu, sigortalı olmak
hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceği ve kaçınılamayacağı, 6.maddesinde ise,
diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamına tabi bir işte çalışanların,
çalışmaya başladıkları tarihten bir gün önce, sigortalılıklarının sona ereceği
hüküm altına alınmıştır. Ayrıca aynı Kanunun 9.maddesi Kuruma re'sen tescil
yükümlülüğü yüklemiştir.
Anılan Kanunun 10.maddesine
göre ise, kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare,
belediye, muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile, diğer kamu kurum ve
kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış
kooperatifleri ve birliklerinin T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım
kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas
alınacağı bildirilmiştir.
Bilindiği gibi 01.01.2002
tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile de, 743 sayılı
mülga Medeni Kanunun 152. maddesinde düzenlenen aile reisliği kavramı
kaldırılmış, 2926 sayılı Kanunun aile reisliği kavramını içeren 2. maddesi
24.07.2003 gün ile 4956 sayılı Kanunun 48.
maddesi ile Medeni Kanundaki düzenlemeye paralel olarak değiştirilmiştir.
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının
yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Kanunda, bildirimsiz kalan sigortalılar
için 506 sayılı Kanunun 79 ve
5510 sayılı Kanunun 86.maddesinde öngörülen "hizmet tespiti" davasına
koşut bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Anılan düzenlemede, kayıt ve
tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve
tescil edildikleri tarihi takiben başlayacağının hükme bağlanmış olması
karşısında, kayıt ve tescil, yada tescil yerine geçen iradi prim ödemesi veya
prim tevkifatı öncesine isabet eden tarımsal faaliyet ve buna dayalı "Tarım
Bağ-Kur sigortalılığının tespiti" söz konusu olamayacaktır.
Yargıtay HGK 29.02.2012 gün ve 2011/10-769
Esas 2012/107 karar sayılı ve 27.06.2012 gün 2012/10-292 Esas ve 2012/415 Karar
kararlarında da açıkça belirtildiği üzere, davacının tarımsal faaliyetinin
kesintisiz sürüp sürmediğinin tespiti için, Mahkemece; 1-Çekişmeli dönemde
davacının nerede oturduğu; Nüfus Müdürlüğü, İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı ve
Muhtarlık kayıtları esas alınarak belirlenmeli,
2-Dönem içinde Ziraat Bankası,
Kooperatif veya Birlikler aracılığıyla "Tarımsal Amaçlı Kredi"
kullanıp kullanmadığı araştırılmalı,
3-Dönem içinde ürün
teslimatından dolayı prim kesintisi yapılıp yapılmadığı veya sigortalılık
iradesini ortaya koyacak şekilde prim ödemesinin bulunup bulunmadığı
araştırılmalı,
4-25.04.2006 gün 26149 sayılı
Resmi Gazetede yayımlanan 5488 sayılı Tarım Kanunun 19. maddesi uyarınca Çiftçi Kayıt
Sistemine dahil edilerek doğrudan gelir desteği alıp almadığı ve bu bağlamda
davacının hangi ürünleri ekerek bunları nerelere sattığı, 193 sayılı Gelir
Vergisi Kanunun "Zirai kazanç, zirai faaliyet, zirai işletme, çiftçi ve
mahsulün tarifi" başlıklı 52, " Zirai kazançta vergileme"
başlıklı 53, ve "Vergi Tevkifatı" başlıklı 94 vd. maddeleri ile 213
Vergi Usul Kanununun " Vergi kesenlerin sorumluluğu" başlıklı 11.
maddesi kapsamında zirai kazançlarından dolayı vergi ödeyip ödemedikleri
araştırılmalıdır. Konu ile ilgili Yargıtay HGK kararında da açıkça belirtildiği
üzere " Tevkifat yapma ve kurum hesaplarına aktarma yükümü, 193 sayılı
Gelir Vergisi Kanunun 94/11.maddesinde öngörülen çiftçilerden satın alınan
zirai mahsuller için yapılan ödemelerden gelir vergisine mahsuben tevkifat
yapma yükümüne paralel olarak getirilmiştir. Bakanlar Kurulu Kararı
kapsamındaki gerçek ve tüzel kişiler, tarımsal faaliyette bulunan bu kişilerden
satın aldıkları ürün bedellerinden tevkifat yapmakla yükümlüdürler."
Tevkifat suretiyle vergilendirilen çiftçiler yaptıkları satış ve hizmetleri
dolayısıyla müstahsil makbuzu almak ve saklamak zorundadırlar.
5-Tarımsal faaliyeti
kapsamında ilaç, gübre ve sulama parası ödeyip ödemediği, varsa bunların fatura
ve belgelerinin nelerden ibaret olduğu, Ziraat Odası, Kooperatif veya
Birliklere üyeliği varsa bu kuruluşlara düzenli bir şekilde aidat ödeyip
ödemediği araştırılmalı, tarımsal faaliyete elverişli tapulu taşınmazının
bulunup bulunmadığı, tarımsal faaliyetin taşınmaz kiralanması yoluyla
gerçekleştirildiğinin savunulması halinde; taşınmazların, kimden hangi yıllar
için kiralandığı, kiracının; kiralama yoluyla faaliyetini yürütmeye elverişli
alet ve edavatının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, traktörünün bulunduğunun
ileri sürülmesi halinde, traktörün hangi tarihte satın alınıp ilgilisi adına
trafiğe tescil edildiğini gösteren fatura ve trafik tescil belgesinin celp
edilmeli,
6-Hayvan yetiştiriciliği
bulunduğunun ileri sürüldüğü hallerde, Yargıtay HGK kararında da belirtildiği üzere
16.05.1986 tarihinde yürürlüğe giren 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası
Kanununun 22.maddesi kapsamında hayvanlarına ilişkin menşe şehadetnamesinin
bulunup bulunmadığı tespit edilerek, büyük ve küçükbaş hayvanlarına ilişkin
istatistik bilgileri ve bu hayvanlara ilişkin yapılması zorunlu bulunan
periyodik aşılara ilişkin bilgiler İlçe Tarım Müdürlüklerinden sorulmalı, köy
muhtarı ve ihtiyar heyeti üyeleri gibi tarımsal faaliyetin varlığını yakından
bilebilecek durumdaki tanıklar dinlenilerek sigortalılık olgusunun varlığı
hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
Ayrıca 2926 sayılı Kanunun 6. maddesinde belirtilen şekilde
sigortalılığın sona erip ermediği araştırılmalı ve bu bağlamda çekişmeli
dönemde 506 sayılı Kanun kapsamında SSK sigortalılığı ya da 1479 sayılı Kanun
kapsamında zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı varsa ve bu sigortalılık süresi makul
süreyi aşmışsa, HGK 14.03.2012 gün, 2011/10-804-152 sayılı kararları göz önünde
bulundurularak sigortalılığın sona erdiği olgusu da dikkate alınmalıdır.
Eldeki davaya konu somut
olayda; Mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde,
01.05.1994-01.03.2006 tarihleri arasında ( prim tevkifatına dair makbuz bulunan
2001 yılı ile Kurumca tevkifatın kabul edildiği 2006 yılı hariç ) davacının
2926 sayılı Yasaya tabi sigortalılık iradesini ortaya koyacak herhangi bir
başvurusu, prim ödemesi, ürün satışı veya bu satışlardan yapılan prim tevkifatı
bulunup bulunmadığı hususları ayrıntılı olarak araştırılarak, yapılacak
değerlendirme sonucuna göre karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular
gözetilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı
şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum
avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm
bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18.03.2013 gününde oy birliğiyle karar verildi.
< Önceki | Sonraki > |
---|