T.C.
D A N I Ş T A Y
İdari Dava Daireleri Kurulu
Esas No : 2008/909
Karar No : 2011/278
Anahtar Kelimeler : Hizmet Kusuru, Cezaevi, Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
Özeti : Davacılar murisinin tutuklu olarak bulunduğu cezaevinde idarenin hizmet kusuru sonucu ölmesi üzerine yakınlarına ödenecek destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken, davacılar murisinin alması muhtemel hapis cezasının dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiği hakkında.
Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : Adalet Bakanlığı
Karşı Taraf (Davacılar) : Kendi adlarına asaleten …, …, …, …, …, …, … ve … …'ya velayeten
1- …
2- …
Vekilleri : Av. …
İstemin Özeti : Manisa İdare Mahkemesinin 26.12.2007 günlü, E:2007/2491, K:2007/2468 sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması, davalı idare tarafından istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Gülhan Akyüz'ün Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının davacı murisinin azami tutuklu kalacağı süre dikkate alınarak destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması gerektiği gerekçesi ile bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Hüseyin Ünal Kara'nın Düşüncesi : Danıştay Onuncu Dairesinin 14.3.2006 günlü ve E:2003/1095, K:2006/1894 sayılı bozma kararının dayandığı hukuki ve yasal nedenlerle temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesince verilen ısrar kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Dava, davacılar murisinin Uşak E Tipi Kapalı Cezaevinde tutuklu bulunduğu sırada cezaevinde çıkan olaylar sırasında ölümü nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen toplam 10.000,00.- lira maddi, 20.000,00.-lira manevi zararın tazmini istemiyle açılmıştır.
Manisa İdare Mahkemesinin 28.11.2002 günlü, E:2001/449, K:2002/1095 sayılı kararıyla; kamu idarelerinin yapmakla yükümlü bulundukları kamu hizmetlerini gereği gibi ifa etmekle beraber bu hizmetin işleyişini sürekli olarak kontrol etmek ve hizmetin yürütülmesi sırasında gerekli önlemleri almakla yükümlü olduğu, idarenin bu yükümlülüğünü yerine getirmemek suretiyle hizmetin kötü veya geç işlemesi veya gereği gibi işlememesi ve bu yüzden bir zarar verilmiş olması halinde tazmin sorumluluğu bulunduğu, kişilerin can ve mal güvenliğini sağlamanın idarenin sorumluluğunda olduğu, Uşak Cezaevinde tutuklu iken cezaevinde 1.11.2000 tarihinde çıkan olaylar sonucunda, davacılar murisinin öldürülmesinde idarenin hizmet kusuru bulunduğu gerekçesiyle, yoksun kalınan zararın hesaplanabilmesi amacıyla yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucuna göre, maddi tazminat istemlerinin kısmen kabulüyle davacılardan ölenin babası …'ya 3.826.036.759.-TL ve annesi …'ya 3.826.036.759.-TL. nin idareye başvuru tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi, fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin reddine , olay sonucu elem ve ızdırap nedeniyle
manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüyle ölenin babası ve annesinin her birine 2.000.000.000.-TL, ölenin kardeşleri olan diğer davacıların her birine 500.000.000.-TL. olmak üzere toplam 8.000.000.000.-TL. manevi tazminatın ödenmesine, fazlaya ilişkin kısmının reddine karar verilmiştir.
Anılan karar, temyiz incelemesi sonucunda, Danıştay Onuncu Dairesinin 14.3.2006 günlü, E:2003/1095, K:2006/1894 sayılı kararıyla; davacılar murisi …'nın da aralarında bulunduğu toplam 8 kişinin, 25.10.2000 tarihinde, Uşak İlindeki … isimli fabrikanın basılması olayıyla ilgili olarak 4422 sayılı Yasaya muhalefet, iş ve çalışma hürriyetini tahdit suçlarından 2000/5047 hazırlık numarasıyla aynı gün sevk edildikleri Uşak 2. Sulh Ceza Mahkemesinde 2000/219 sorgu zaptıyla tutuklanmalarına karar verildiği ve aynı gün cezaevine konulduğu, sanıklarla ilgili suçların DGM kapsamında olması nedeniyle 27.10.2000 tarihinde, 2000/366 sayılı görevsizlik kararıyla evrakın İzmir Devlet
Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, burada evrak tefrik edilerek çıkar amaçlı suç örgütü mensubu olmak, çıkar amaçlı suç örgütüne yardım etmek suçlarından 2001/1 sayılı iddianame ile kamu davası açıldığı, davacılar murisinin cezaevinde öldürülmesi nedeniyle hakkında takipsizlik kararı verildiği, diğer sanıklardan bazıları hakkında yargılamanın devam ettiğinin anlaşıldığı; bu durumda, davacılar murisinin tutuklu olarak yargılandığı, idarenin hizmet kusuru sonucu 2.11.2000 tarihinde cezaevinde öldürüldüğü, İdare Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesinde, davacılar murisinin ölüm tarihi dikkate alınarak destekten yoksun kalma tazminatının
hesaplandığı, hükme esas alınabilecek nitelikte bulunan bilirkişi raporuna göre davacıların destekten yoksun kalma tazminatı isteminin kısmen kabulüne karar verildiğinin görüldüğü; davacılar murisi yönünden de ceza davasının yürütülmesine hukuki olanak bulunmadığı anlaşılmakla birlikte, Uşak İlindeki …isimli fabrikanın basılması olayıyla ilgili olarak yargılanan davacılar murisinin öldürülmemiş olması halinde, ceza davasına ilişkin dosyada yer alan bilgi, belge ve alınan ifadelere göre (aynı olaydan dolayı yargılanan diğer sanıkların ceza davasındaki bilgi ve belgelerden de yararlanmak suretiyle) alması muhtemel hapis cezası da dikkate alınarak davacıların destekten yoksun kalma
tazminatının hesaplanması gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucunda, maddi tazminat isteyen davacıların oğlu olan …'nın cezaevindeöldürüldüğü 2.11.2000 tarihinden itibaren hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatının davalı idarece davacılara ödenmesi yolundaki mahkeme kararında hukuki isabet görülmediği; öte yandan, temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebebler, temyize konu mahkeme kararının davacılara manevi tazminat ödenmesine ilişkin kısmının bozulması gerektirecek nitelikte görülmediği gerekçesiyle kararın maddi tazminata ilişkin kısmının bozulmasına, manevi tazminata ilişkin kısmının onanmasına karar verilmiş ise de, İdare Mahkemesince, davacılar murisinin öldürülmemiş olması halinde, aynı olaydan dolayı yargılanan diğer sanıkların ceza davasındaki bilgi ve belgelerden yararlanmak suretiyle alması muhtemel hapis cezasının bulunarak, buna göre davacının destekten yoksun kaldığı tazminatın hesaplattırılması hususunda bir ön değerlendirme yapılması için, aynı
konuyla ilgili Mahkemelerinin E:2007/2407 sayılı dosyasında davacılar murisi ile birlikte aynı olay nedeniyle yargılanan diğer şahıslara ilişkin hükümlü-tutuklu bilgi formlarının Uşak Cumhuriyet Başsavcılığından istenildiği, cevaben gönderilen belgelerin, davacı murisinin muhtemel tutukluluk - hükümlülük durumunun tespitine esas alınabilecek niteliğe ve somutluğa ulaşmadığının, bir diğer anlatımla, şahsın adli sürecinin soruşturma aşamasında kaldığının (dava açılmadığı) görüldüğü; ayrıca, bizzat o kişinin (ölenin) soruşturma/yargılanma sürecinde dosyasına girecek delillerin, ifadelerin, pişmanlığın (v.s.) ışığında yapılacak değerlendirme ve yürürlükteki kanunların uygulanmasıyla, ayrıca ilgilinin tutukluluk süresince mevcut halinin de dikkate alınmasıyla ne kadar hapis cezası alacağının ya da dava sürerken tutuksuz
yargılanmak üzere serbest bırakılacağının ortaya çıkabileceği, ceza yargılamasının tamamen kendine özgü böyle bir durumu karşısında sayılan ihtimallere göre, muhtemel hükümlülük süresi şeklinde bir tespitin zarar hesabında soyut kalacağı; aynı şekilde hükümlülük süresinin infaz aşamasında da değişebileceği; herşeyden önce aktarılan hususların Anayasa'nın 38/4. maddesinde "Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz." hükmünün ve İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi'nin 6/2. maddesindeki "Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılır." kuralı çerçevesinde ele alınmasının gerektiği ve her iki hükümde kastedilen tespitin de yetkili/görevli ceza mahkemeleri tarafından yapılabileceği sonuç ve kanaatine varılarak, bilinen, olağan, somut, hukuki ve bilimsel verilere dayanılarak yapılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapora göre bilirkişi raporunda hesaplanan miktarın, bu davada davacıların kesin olarak ortaya çıkmış ve belirgin hale gelmiş destekten yoksun kaldığı tazminat miktarı olarak kabul edilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle bozma kararına uyulmayarak tazminat isteminin kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.
Davalı idare, Manisa İdare Mahkemesinin 26.12.2007 günlü, E:2007/2491, K:2007/2468 sayılı ısrar kararını temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 125. maddesinin son fıkrasında; idarenin, eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmıştır. İdarenin kamu hizmetinin yürütülmesinden doğan zarardan sorumlu tutulmasını gerektiren kuramlardan birisi hizmet kusurudur. İdarenin yürütmekle yükümlü olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır.
İdarenin tazminle yükümlü tutulması, ancak bir maddi zararın kesin olarak ortaya çıkmış, belirgin hale gelmiş olması halinde mümkündür. Kişinin isteği dışında maddi varlığında meydana gelen kayıp ve eksiklikler ile çoğalma olanağından yoksunluk olarak tanımlanan maddi zarar, henüz kesin olarak ortaya çıkmamış, belirgin hale gelmemiş ise, bu aşamada idarenin tazmin yükümlülüğüne gidilmesine olanak bulunmamaktadır.
Açılan bu tam yargı davasında istenilen maddi tazminat, davacılardan … ve …'nın oğlu olan …'nın, Uşak İlindeki … isimli fabrikanın basılması olayıyla ilgili tutuklu olarak konulduğu cezaevinde öldürülmesi sonucu desteğinden yoksun kalınması nedeniyle uğranılan zararın karşılığı olarak tanımlanmıştır.
Destekten yoksun kalma tazminatıyla, ölenin (desteğin) gelecekte elde etmesi muhtemel gelirinin güncelleştirilerek, destekten yoksun kalanın ölüm olayından önceki sosyal ve ekonomik yaşam düzeyinin devamını sağlayacak gelire kavuşturulması amaçlanmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, davacılar murisi … 'nın da aralarında bulunduğu kişilerin, 25.10.2000 tarihinde, Uşak İlindeki … (… Tekstil) isimli fabrikanın basılması olayıyla ilgili olarak 4422 sayılı Yasaya muhalefet, iş ve çalışma hürriyetini tahdit suçlarından 2000/5047 hazırlık numarasıyla aynı gün
tutuklanmalarına karar verildiği ve aynı gün cezaevine konulduğu, sanıklarla
ilgili suçların DGM kapsamında olması
sevk edildikleri Uşak 2. Sulh Ceza Mahkemesinde 2000/219 sorgu zaptıyla nedeniyle 27.10.2000 tarihinde,
2000/366 sayılı görevsizlik kararıyla evrakın İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesi
Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, burada evrak tefrik edilerek çıkar amaçlı suç örgütü mensubu olmak, çıkar amaçlı suç örgütüne yardım etmek suçlarından 2001/1 sayılı iddianame ile kamu davası açıldığı, davacılar murisinin cezaevinde öldürülmesi nedeniyle hakkında takipsizlik kararı verildiği, diğer sanıklardan bazıları hakkında yargılamanın devam ettiği anlaşılmaktadır.
Davacılar murisinin tutuklu olarak yargılandığı esnada, idarenin hizmet kusuru sonucu 2.11.2000 tarihinde cezaevinde öldürüldüğü,idare Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesinde, davacılar murisinin ölüm tarihi
dikkate alınarak destekten yoksun kalma tazminatının hesaplandığı, hükme esas
alınabilecek nitelikte bulunan bilirkişi raporuna göre davacıların destekten
yoksun kalma tazminatı isteminin kısmen kabulüne karar verildiği
görülmektedir.
Bu durumda, davacılar murisi yönünden ceza davasının yürütülmesine hukuki olanak bulunmamakla birlikte, Uşak İlindeki … (…Tekstil) isimli fabrikanın basılması olayıyla ilgili olarak yargılanan davacılar murisinin öldürülmemiş olması halinde, ceza davasına ilişkin dosyada yer alan bilgi, belge ve alınan ifadelere göre (aynı olaydan dolayı yargılanan diğer sanıkların ceza davasındaki bilgi ve belgelerden de yararlanmak suretiyle) alması muhtemel hapis cezası da dikkate alınarak davacıların destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucunda, maddi tazminat isteyen davacıların oğlu olan …'nın cezaevinde öldürüldüğü
2.11.2000 tarihinden itibaren hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatının
davalı idarece davacılara ödenmesi yolundaki Mahkeme kararında hukuki
isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne, Manisa İdare Mahkemesince verilen 26.12.2007 günlü, E:2007/2491, K:2007/2468 sayılı kararın Danıştay Onuncu Dairesince verilen karar doğrultusunda bozulmasına, dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine, 28.4.2011 gününde esasta ve gerekçede oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden, Manisa İdare Mahkemesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu, temyiz dilekçesinde belirtilen hususların kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından temyiz isteminin reddi ile Manisa İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.
GEREKÇEDE KARŞI OY
XX- Dava; davacılar murisinin Uşak E Tipi Kapalı Cezaevinde tutuklu bulunduğu sırada 2.11.2000 tarihinde cezaevinde çıkan olaylar sırasında ölümü nedeniyle uğranıldığı öne sürülen toplam 10.000,00.-TL maddi, 20.000,00.-TL manevi zararın tazmini istemiyle açılmıştır.Manisa İdare Mahkemesince; davacılar murisinin ölümü nedeniyle
destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanarak buna göre tazminat ödenmesine hükmedilmiş, Danıştay Onuncu Dairesince davacılar murisinin
ileride alması muhtemel hapis cezası da dikkate alınarak hesaplama yapılması
gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuş ise de Manisa İdare Mahkemesince
muhtemel hükümlülük süresinin hesaplanmasının mümkün bulunmaması
gerekçesiyle davanın kısmen kabulü yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir. Destekten yoksun kalma tazminatı ile ölenin (desteğin) gelecekte elde etmesi muhtemel gelirinin güncelleştirilerek, destekten yoksun kalanın ölüm olayından önceki sosyal ve ekonomik yaşam düzeyinin devamını sağlayacak gelire kavuşturulması amaçlanmaktadır.
Tutuklu bir kişinin cezaevinde öldürülmesi nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken muhtemel mahkumiyet süresinin esas alınmasına masumiyet karinesi karşısında hukuken olanak bulunmamaktadır. Öte yandan, mahkumiyetten bahsedilebilmesi için kesinleşmiş bir yargı kararının bulunması gerekmektedir. Ancak, gerek 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda gerekse 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda kişilerin yargılandıkları suçlar bakımından alabilecekleri cezalara göre azami tutukluluk süreleri belirlenmiştir. Bu yasalarda belirtilen azami sürelerin dolması halinde tutukluluk hali kendiliğinden son bulmaktadır.
Buna göre, tutuklu bulunan kişilerin mahkum olup olmayacakları ya da ne kadar süreyle ceza alacaklarının belirlenmesi mümkün bulunmasa da, yukarıda belirtilen yasalar çerçevesinde belirlenecek azami tutukluluk süreleri dikkate alınarak destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması ve bu husus dikkate alınarak yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucuna göre tazminat miktari hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, Manisa İdare Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile bozulması gerektiği oyuyla, karara gerekçe yönünden katılmıyoruz.
< Önceki | Sonraki > |
---|