KAYDUL

HUKUK


Mahkeme Kararları » İdare Hukuku »
Pazar, 28 Nis 2024

Kamu Görevlisinin İdarenin İşlemlerinden Kaynaklanan Nedenle Görevden Alınması Hukuka Aykırıdır

İçtihat Özeti : Kamu görevlisinin, kendisinden kaynaklanmayan, kendisi dışındaki, bilhassa idarenin işlem ve eylemleri sonucu oluşan nedenlerle görevden alınması işleminin hukuka uygun  olarak nitelendirilemeyeceği hakkında.

Naklen Atamanın ve İçtihadın Dayandığı Yasal Dayanak: 657 sy. DMK'nin :Memurların Kurumlarınca Görevlerinin Ve Yerlerinin Değiştirilmesi başlıklı  76. maddesinin 1. fıkrası "(Değişik: 1897 - 15.5.1975) Kurumlar, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68 inci maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilirler. Memurlar istekleri ile, kurumlarında kazanılmış hak derecelerinin en çok üç derece altında aynı veya başka yerlerdeki kadrolara atanabilirler."


Danıştay

5. Daire       

  2009/3013 E.  ,  2011/7360 K.

            Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …

            Vekili                     : Av. …

            Karşı Taraf             : 1- Başbakanlık -

                                                 2- Kültür ve Turizm Bakanlığı

            Davalı İdare Yanında Davaya Katılan : 

            İsteğin Özeti          : Ankara  3.  İdare  Mahkemesi'nin ve verilen 20.2.2009 günlü, E:2008/1216, K:2009/174 sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

            Davalı İdarelerin Cevaplarının Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

            Davalı İdare Yanında Davaya Katılanın Cevabının Özeti : Cevap verilmemiştir.

            Danıştay Tetkik Hakimi : Bekir Şimşek

            Düşüncesi   : Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

            Danıştay Savcısı : İsa Yeğenoğlu

            Düşüncesi : İdare  ve  vergi  mahkemelerince  verilen  kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

            Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

            Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesi'nce işin gereği düşünüldü:

            Dava, Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde Araştırma ve Eğitim Genel Müdür Yardımcısı olan davacının, bu görevinden alınarak Bakanlık Müşavirliğine atanmasına ve yerine …'nın atanmasına ilişkin 3.7.2008 günlü işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

            Ankara 3. İdare Mahkemesi'nce verilen 20.2.2009 günlü, E:2008/1216, K:2009/174 sayılı kararla; davacının 19.4.2004 tarihinde Araştırma ve Eğitim Genel Müdür Yardımcılığı görevine atandığı, bu göreve başladığı tarihten dava konusu işlemin tesis edildiği 3.7.2008 tarihine kadar kadrosu genel müdür yardımcılığında olmasına rağmen fiilen başka bir görevde bulunduğu ve bu tarihler arasında bu görevi …'nın yürüttüğü, belirtilen döneme ilişkin Araştırma ve Eğitim Genel Müdür Yardımcılığı'nda davacının hizmetlerinden istifade edilemediği açık olduğundan, dava konusu işlemde kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir.

            Davacı, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

            657 sayılı Yasa'nın 76. maddesi ile idareye memurların görev ve görev yerlerinin değiştirilmesi konusunda takdir yetkisi tanınmış ise de, bu yetkinin kullanılması mutlak olmayıp kamu yararı ve hizmet gerekleri ile sınırlı bulunmaktadır.

            Dava dosyasının incelenmesinden, 19.4.2004 gün ve 5766 sayılı müşterek kararname ile Araştırma ve Eğitim Genel Müdür Yardımcılığı'na atanan davacının, 21.4.2004 tarihinde bu görevine başladığı, aynı tarih ve 6384 sayılı makam onayı ile Araştırma Planlama ve Koordinasyon Dairesi Başkanlığında geçici olarak görevlendirildiği; dava konusu işlem ile Bakanlık Müşavirliğine atamasının yapıldığı, davacıdan boşalan göreve ise …'nın atandığı anlaşılmıştır.

            Davalı idarelerce, dava konusu işlemin, davacının fiilen başka bir yerde görevlendirilmesi, Genel Müdür Yardımcılığı görevinin uzun yıllar boyunca … tarafından yürütülmesi nedeniyle tesis edildiği ileri savunulmuştur.

            İdari kurumlar, görevlerini yerine getirebilmek bakımından, yönetici kadrolarına, bu kadroların görevlerini yerine getirebilecek nitelik ve yeterlikte personel ataması yapmak zorundadırlar. Bu konuda atamaya yetkili amirlerin takdir yetkileri bulunduğu gibi, o görev için en uygun kişiyi seçme görevleri de vardır. Bu bakımdan, bu şekilde atanan kişilerin, görevin gerektirdiği koşullara sahip ve o görevi yerine getirmeye en uygun personel olduklarının kabulü zorunludur. Bir göreve atanan personelin o görevden alınması da, kendisinden kaynaklanan olumlu ya da olumsuz hususlardan dolayı olabilir. Görev gereklerini yerine getiremediği, yetersiz ve başarısız olduğu, ya da görev başında kalmasında kendisinin veya kurumunun itibarı yönünden sakıncalı sayılabilecek tutum ve davranışları gibi olumsuz nedenler alınma gerekçesi oluşturabileceği gibi; birikiminden yararlanma amacıyla daha üst bir göreve atanmak üzere seçilmesi gibi olumlu nedenler de görev değişikliğinin hukuki sebebini oluşturabilir. ANCAK, KİŞİDEN KAYNAKLANMAYAN, ONUN DIŞINDAKİ, BİLHASSA İDARENİN İŞLEM VE EYLEMLERİ SONUCU OLUŞAN NEDENLERLE GÖREVDEN ALMA İŞLEMİ, HUKUKA UYGUN OLARAK NİTELENDİRİLEMEZ.

            Dava konusu uyuşmazlıkta, davacı 19.4.2004 tarihinde Araştırma ve Eğitim Genel Müdür Yardımcılığına atandığına göre, bu görev için gereken koşulları taşıyan ve bu görev için en uygun bulunan personel olduğunun kabulü zorunludur. Ayrıca davacı, bir görevi yerine getirmek üzere seçilmiş ve atanmış iken, bu görev kendisine hiç yaptırılmadan, kadro unvanı üzerinde bırakılmak suretiyle, Araştırma Planlama ve Koordinasyon Dairesi Başkanlığında görevlendirilmiş ise de; kadro unvanı üzerinde bırakıldığından, bu gelişmeye itiraz etmeyip dava yoluna başvurmamış olması, idare ile çekişme içinde bulunmaktan sakınma yönüyle, hayatın olağan akışına aykırı değildir.

            Davalı idarece işlemin tesisi için ileri sürülen, davacının fiilen asli kadrosu dışında bir görevde uzun süre bulunması ve bu görevi başka bir görevlinin yürütmüş olması hususu, davacıdan kaynaklanan bir neden olmaksızın görevinin değiştirildiğini göstermektedir.

            Davacı, 19.4.2004 tarihinde atandığı görevi yerine getirmemiş, yetersiz   kalmış,   başarısız   olmuş   değildir;   başka   sakıncalı   tutum  ve davranışı da ileri sürülmemiş, idarece yapılan bir görevlendirme nedeniyle asli görevinin kendisine yaptırılmamış olması işleme gerekçe alınmıştır. BU HUSUS İSE, YUKARIDAKİ AÇIKLAMALARIN IŞIĞINDA İŞLEMİN HUKUKİ NEDENİNİ SAKATLAYICI NİTELİKTE OLUP davacının Araştırma ve Eğitim Genel Müdür Yardımcılığı görevinden alınarak Bakanlık Müşavirliği'ne atanması ve yerine …'nın atanması yolundaki dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki Mahkeme kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.

            Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle Ankara 3. İdare Mahkemesi'nce verilen 20.2.2009 günlü, E:2008/1216, K:2009/174 sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun'la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme'ye gönderilmesine, 13.12.2011 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


 


e-mail:
info @ kaydulhukuk.com

Telif Hakkı © 2012 Kaydul Hukuk Bürosu. Tüm hakları saklıdır. Bu sitede paylaşılan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlı olup,
Türkiye Barolar Birliğinin ilgili düzenlemeleri uyarınca reklam, teklif, hukuki öneri veya danışmanlık teşkil etmez.