Danıştay
6.
Daire
Esas
No : 2011 / 8609
Karar
No : 2012 / 2662
Karar
Tarihi :
23.05.2012
İstemin
Özeti : İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 22.04.2011 tarihli E:2010/1771,
K:2011/935 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek
bozulması istenilmektedir.
Savunmanın
Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay
Tetkik Hakimi Mesut Tokgöz'ün Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme
kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay
Savcısı Sedat Larlar'ın Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen
kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama
Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin
bulunması gerekmektedir.
Temyiz
dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden
hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının
onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK
MİLLETİ ADINA
Karar
veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve
dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
KARAR
: Duruşma yapılmasına gerek görülmedi.
Dava,
İstanbul ili, Bağcılar İlçesi, 244 DT 2 pafta, 337 ada, 6
sayılı parselin hisseli maliki olan davacı tarafından, 17.08.1999 tarihinde
meydana gelen deprem sebebiyle söz konusu parselde bulunan projesine aykırı
inşa edilmiş olan yapının tamamen yıkılması sonucunda dairesinin yok olması ve
eşyalarının telef olması nedeniyle uğranıldığı öne sürülen 33.900,00-TL maddi,
10.000,00-YTL manevi olmak üzere toplam 43.900,00-YTL zararın davalı idarenin
hizmet kusurundan kaynaklandığında bahisle davanın görevsiz yargı merciinde
açılma tarihi olan 08.02.2000 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle
birlikte tazmini istemiyle açılmış;
İDARE MAHKEMESİNCE her ne kadar davalı idarece ruhsata aykırı binanın
yıkımına ilişkin encümen kararı icra edilmeyerek hizmet kusuru işlenmiş olsa
da, davacının ruhsat ve projesine tamamen aykırı olarak yapılmış ve iskan izni
bulunmayan bu yapıya yerleşmekle zararın meydana gelmesinde ağır kusuru
bulunduğu, böylece zarar görenin ağır kusuru nedeniyle idarenin eylemi ile
zarar arasındaki illiyet bağının ortadan kalktığı gerekçesiyle davacının maddi
ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş,
bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Anayasanın 125. maddesinin 1. fıkrasında;
idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu
belirtildikten sonra son fıkrasında; idarenin Kendi eylem ve işlemlerden doğan
zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış; 3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesinde ise; Bu
Kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç; ruhsat
alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığı
ilgili idarece tespiti, fenni mesulce tespiti ve ihbarı veya herhangi bir
şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki
inşaat durumu tespit edilir. Yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur.
Durdurma, yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ
edilmiş sayılır. Bu tebligatın bir nüshası da muhtara bırakılır. Bu tarihten
itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi, yapısını ruhsata uygun hale
getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mühürün
kaldırılmasını ister. Ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş
olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının bu ruhsata uygunluğu, inceleme sonunda
anlaşılırsa, mühür, belediye veya valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına
izin verilir. Aksi takdirde, ruhsat iptal edilir, ruhsata aykırı veya ruhsatsız
yapılan bina, belediye encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip,
belediye veya valilikçe yıktırılır ve masrafı yapı sahibinden tahsil edilir
kuralı yer almıştır.
Dosyanın
incelenmesinden, İstanbul İli, Bağcılar İlçesi, 244
DT 2 pafta, 337 ada, 6 parsel sayılı taşınmaz üzerine yapı yapılmak üzere
bodrum + zemin + bir normal kattan oluşan yapı ruhsatının verildiği, ancak,
ruhsat ve projesine aykırı olarak yapıya 4 normal kat ile 2 çekme kat olmak
üzere fazladan 6 kat yapıldığı hususunun 25.06.1993 günlü yapı tatil tutanağı
ile belirlendiği ve yapının yıkımına karar verilerek imar para cezasına ilişkin
işlem tesis edildiği, yıkım işlemi gerçekleştirilmeyen binaya yerleşildiği,
davacı tarafından 06.06.1997 günü anılan binada 4. kat 7 numaralı dairenin
satın; alındığı, 17.08.1999 günü meydana gelen depremde binanın yıkıldığı,
davacı tarafından, davalı idareye yasalarla verilen görevlerin yerine,
getirmemesi nedeniyle dairenin bulunduğu binanın yıkıldığı ileri sürülerek
uğranılan zararların tazmini istemiyle görülen davanın açıldığı
anlaşılmaktadır.
Ruhsatlı projesinden çok fazla sayıda ruhsatsız ilave kat
yapılan inşaat hakkında davalı idarece yıkım kararı alınmışsa da 3194 sayılı
Yasanın yukarıda yer alan açık hükmüne karşın yıkım kararının
gerçekleştirilmediği, davacının bu şekliyle satın aldığı ve yerleşilmesine
olanak sağlandığı uyuşmazlık konusu olayda davalı idarenin denetim görevini de
içeren idari faaliyetlerini kusurlu olarak işlettiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu durumda, davalı
idarenin deprem sonucu yıkılan yapının inşası aşamasında yürütmesi gereken
faaliyetlerini gereği gibi yerine getirmemesi sonucu oluşan hizmet kusuru
nedeniyle ortaya çıkan zararı tazminle sorumlu bulunduğundan, aksi yöndeki
değerlendirmeye dayalı olarak verilen temyize konu kararda isabet
görülmemiştir.
SONUÇ
: Açıklanan nedenlerle, İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 22.04.2011 tarihli,
E:2010/1771, K:2011/935 sayılı kararının BOZULMASINA; dosyanın adı geçen
mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15
gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 23.05.2012 tarihinde
oybirliği ile karar verildi.
< Önceki | Sonraki > |
---|