T.C.
DANIŞTAY
12. DAİRE
E. 2011/750
K. 2014/7169
T. 7.11.2014
ÖZET : Dava; öğretmenin meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu kararının iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlık konusu olayda, davacının eşcinsel eğilimlerini okul içerisinde yansıttığına veya okul dışında olsa bile öğrencileri ile bu şekilde bir ilişkiye girdiğine dair bir delil, tespit veya tanık bulunmamaktadır. Disiplin soruşturması aşamasında ifadeleri alınan ve davacıyla aynı okulda görev yapan öğretmenlerin ve yöneticilerin, davacının herhangi olumsuz bir hareketini görmediklerini ve disiplin soruşturmasına konu olayla ilgili bir duyumlarının olmadığını beyan ettikleri görülmektedir. Davacının mahremiyet alanı içerisinde rızasıyla eşcinsel ilişkiye girmesinden ibaret olan fiilinin, 657 sayılı Yasa'nın 124/2. maddesi uyarınca Memur Disiplin Hukukunu ilgilendiren bir yönünün bulunmadığı ve disiplin suçu oluşturmadığı, söz konusu fiilin bir disiplin suçu olarak değerlendirilerek davacının meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasının Anayasa'nın 20/1. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8. maddesi uyarınca "özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının" ihlali sonucunu doğuracağı anlaşıldığından, dava konusu işlemde ve davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
DAVA : TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince
işin gereği düşünüldü:
KARAR : DAVA; ... öğretmeni olarak görev yapmakta olan
davacının, hakkında açılan soruşturma sonucu 4357 sayılı Kanunun 7/e
maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Milli
Eğitim Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu'nun ... tarihli ve ... sayılı kararının
iptali istemiyle açılmıştır.
İDARE MAHKEMESİNCE, dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler, soruşturma
dosyasında yer alan ifadeler ile davacının disiplin soruşturması sırasında
alınan ifadelerinin ve son savunmasının birlikte değerlendirilmesinden, davacı
hakkında isnat edilen fiilin sübuta erdiği diğer taraftan da işlenen fiilin
niteliği ile öğretmenlik mesleğinin önem ve özelliği birlikte göz önünde bulundurulduğunda
davacının işlediği fiilin 4357 sayılı Kanunun 7/e
maddesi kapsamında olduğu sonucuna varıldığından davacının 4357 sayılı Kanunun 7/e maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Milli
Eğitim Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu'nun ... tarih ve ... sayılı kararında
hukuka ve mevzuata aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine
karar verilmiştir.
Davacı tarafından, mahkeme kararının
hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması
istenilmektedir.
Anayasa'nın
"Kanun önünde eşitlik" başlıklı 10. maddesinde; "Herkes, dil,
ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri
sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir..." hükmüne yer
verilmiş, Devlet organları ve idare makamlarının bütün işlemlerinde kanun
önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorunda oldukları
vurgulanmış, "Özel
hayatın gizliliği ve korunması" başlıklı bölümündeki 20/1. maddesinde,
"Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme
hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz."
düzenlemesine, 90/5.
maddesinde ise; "Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası
andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile
Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve
özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı
hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma
hükümleri esas alınır." düzenlemesi yer almıştır.
Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesinin "Özel ve aile hayatına saygı hakkı"
başlıklı 8. maddesinde: "Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı
gösterilmesi hakkına sahiptir. Bu hakkın kullanılmasına bir kamu makamının
müdahalesi, ancak müdahalenin yasayla öngörülmüş ve demokratik bir toplumda
ulusal güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, düzenin korunması,
suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve
özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir olması durumunda söz konusu
olabilir." hükmü, "Ayrımcılık yasağı" başlıklı 14. maddesinde;
"Bu Sözleşme'de tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk,
renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya toplumsal köken,
ulusal bir azınlığa aidiyet, servet, doğum başta olmak üzere herhangi başka bir
duruma dayalı hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin sağlanmalıdır."
bulunmaktadır.
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte
bulunan, 4357 sayılı Hususi
İdarelerden Maaş Alan İlkokul Öğretmenlerinin Kadrolarına, Terfi, Taltif ve
Cezalandırılmalarına ve Bu Öğretmenler İçin Teşkil Edilecek Sağlık ve İçtimai
Yardım Sandığı İle Yapı Sandığına ve Öğretmenlerin Alacaklarına Dair Kanun'un
7. maddesinin ( e )bendinde; ÖGRETMENLİK
MESLEĞİYLE İLGİLİ İŞLER BAKIMINDAN HAYSİYETSİZLİĞİ, İFFETSİZLİĞİ VE VAZİFESİNDE
BIRAKILMASINA MANİ BİR SUİSTİMALİ SABİT OLAN ÖĞRETMENLERİN BİR DAHA MESLEKTE VE
TEŞKİLLERİNDE KULLANILMAMAK ÜZERE MESLEKTEN ÇIKARILACAKLARI HÜKME BAĞLANMIŞTIR.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının
... öğretmeni olarak görev yaptığı dönemde ... İddiaları ile davacı hakkında
disiplin soruşturması açıldığı, soruşturma neticesinde düzenlenen ... tarihli
ve ... sayılı soruşturma raporu ile
davacı hakkında ileri sürülen iddiaların sübuta erdiği gerekçesiyle davacının
4357 sayılı Kanun'un 7/e maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile
tecziyesinin teklif edildiği, getirilen teklif doğrultusunda tesis edilen Milli
Eğitim Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu'nun ... tarihli ve ... sayılı kararı
ile davacının 4357 sayılı Kanun'un 7/e maddesi uyarınca
meslekten çıkarma cezası ile cezalandırıldığı, kararın ... tarihinde
davacıya tebliği üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlıkta, davacının özel hayat alanı içerisinde rızaen eşcinsel ilişki
kurması nedeniyle cezalandırılması karşısında, söz konusu fiilin Anayasa'nın
20/1. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8. maddesi uyarınca
"özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı" kapsamında bulunup
bulunmadığı konusunun irdelenmesi gerekmektedir.
Konuya ilişkin Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi Kararları incelendiğinde; başta Dudgeon - Birleşik Krallık Kararı (
Başvuru No: 7525/76 - Karar Tarihi: 22.10.1981 ) olmak üzere bu konuda verilmiş
çok sayıda karar bulunduğu, özellikle Smıth ve Grady - Birleşik Krallık Kararı
( Başvuru No:33985/96, Karar Tarihi:27.9.1999 ), Lustıg/Prean ve Beckett -
Birleşik Krallık Kararı ( Başvuru No:31417/96 - Karar Tarihi: 27.9.1999 ),
Perkıns ve R. -Birleşik Krallık Kararı ( Başvuru No:43208/98 - Karar Tarihi:
22.10.2002 ), Beck, Copp ve Bazeley - Birleşik Krallık ( Başvuru No:48535/99 -
Karar Tarihi: 22.10.2002 ), kararlarında; eşcinsel kişilerin salt cinsel
yönelimlerinden dolayı ordudan ihraç edilmesi Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesinin 8. maddesinin ihlali olarak karara bağlanmış, Özpınar - Türkiye
Kararında ( Başvuru No:20999/04 - Karar Tarihi:19.10.2010 ) ise; bir yargıcın
özel hayatında arkadaşlık ettiği kişiler ve giyim tarzı, aşırı makyaj yapması
gibi iddialar ön plana çıkarılarak meslekten çıkarılması anılan hakkın ihlali
olarak değerlendirilmiş, anılan yargıçla ilgili iddiaların bu kişinin mesleğini
icrasına etkisinin somut olarak ortaya konulamadığı hususu vurgulanmıştır.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAYDA, DAVACININ EŞCİNSEL EĞİLİMLERİNİ OKUL İÇERİSİNDE
YANSITTIĞINA VEYA OKUL DIŞINDA OLSA BİLE ÖĞRENCİLERİ İLE BU ŞEKİLDE BİR
İLİŞKİYE GİRDİĞİNE DAİR BİR DELİL, TESPİT VEYA TANIK BULUNMAMAKTADIR. DİSİPLİN
SORUŞTURMASI AŞAMASINDA İFADELERİ ALINAN VE DAVACIYLA AYNI OKULDA GÖREV YAPAN ÖĞRETMENLERİN
VE YÖNETİCİLERİN, DAVACININ HERHANGİ OLUMSUZ BİR HAREKETİNİ GÖRMEDİKLERİNİ VE
DİSİPLİN SORUŞTURMASINA KONU OLAYLA İLGİLİ BİR DUYUMLARININ OLMADIĞINI BEYAN
ETTİKLERİ GÖRÜLMEKTEDİR.
Bu
durumda; davacının mahremiyet alanı içerisinde rızasıyla eşcinsel ilişkiye
girmesinden ibaret olan fiilinin, 657 sayılı Yasa'nın 124/2. maddesi uyarınca
Memur Disiplin Hukukunu ilgilendiren bir yönünün bulunmadığı ve disiplin suçu
oluşturmadığı, söz konusu fiilin bir disiplin suçu olarak değerlendirilerek
davacının meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasının Anayasa'nın 20/1.
maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8. maddesi uyarınca "özel
hayata ve aile hayatına saygı hakkının" ihlali sonucunu doğuracağı anlaşıldığından,
dava konusu işlemde ve davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında
hukuki isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle,
davacının temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına, yeniden
bir karar verilmek üzeredosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine,bu kararın
tebliğ tarihini izleyen 15 ( onbeş ) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu
açık olmak üzere, 07.11.2014 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY :
Davacının, üzerine atılı fiillerin sübutu
konusunda ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, davacının özel hayatında
eşcinsel olarak ilişkiye girmesi ve bu eğilimde olan kişilerle beraber
olmasının öğretmenlik mesleğinden çıkarma cezası gerektirip gerektirmediğinden
kaynaklanmaktadır.
Devlet
memuru olarak belirli bir sorumluluk taşıyan davacı, bu görevi kabul etmek
suretiyle kamu görevlisi olmaktan kaynaklanan disiplin ve tutum istemine kendi
iradesiyle dahil olmuştur. Devlet memurluğu sistemi doğası gereği, kişinin hak
ve özgürlüklerine herhangi bir vatandaşa uygulanamayacak sınırlamalar
getirmektedir. Zira kamu yararı, kamu görevlilerinden uymaları gereken mesleki
ve etik kurallar açısından tam bir uyum beklemektedir. Özellikle mesleki yaşamı
ile bağlantısı olabilecek bazı özel hayat unsurları açısından, davacının
mesleki ve etik kurallara aykırı davranışlarının kamu görevlilerinin ve bu
bağlamda kamu hizmetinin saygınlığı üzerinde belirli bir etkiye sahip
olabileceği açıktır. Öte yandan, yetişkinliğe henüz ulaşmamış çocuk ve genç
bireylerin hayatı ve hayata bakışı öğrenmesinde, tutum ve davranış
geliştirmelerinde bu bireylere örnek ve rol model olan öğretmenlerin bireyin
eğitiminde kaçınılmaz olarak önemli bir yeri vardır. Görevi itibariyle eğitim
dünyasının temel taşlarından olan öğretmenlerin, öğrencilere olumlu ya da
olumsuz örnek olabilecekleri de tartışılmaz bir gerçektir. Öğretmenler
kendilerini rol model olarak sunmasalar dahi çevresinde bulunan çocuklar ve
gençler için her zaman iyi ya da kötü model oluşturmaktadırlar. Okullar,
çocuklar için oluşturulan çok boyutlu öğrenme ortamlarıdır. Öğretmenler, bu
öğretim ortamlarında hem çocuk hem ebeveyn hem de toplum açısından oldukça
önemli bir yere sahiptir. Eğitim sisteminin amacına uygun öğrenciler
yetiştirebilmek iyi yetişmiş ve mesleğinde söz sahibi öğretmenlere bağlıdır.
Bu bilgiler ışığında,
davacının ifa ettiği mesleğin özelliği ve önemi dikkate alındığında, dava
konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığından davanın
reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşüncesiyle
karara katılmıyoruz.
(İçtihat Kazancı Bilgi Bankasından alınmıştır.)
< Önceki | Sonraki > |
---|