Yargıtay
9. Hukuk Dairesi
E.2009/22355
K.2011/34265
T.03.10.2011
ÖZET: Belirli süreli
hizmet sözleşmesiyle çalışan işçinin işverenden kıdem tazminatı istemesi
mümkündür. Buna göre, belirli süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından
yenilenmemesi haklı nedene dayanmıyorsa işçi için kıdem tazminatı hakkı
doğacaktır. Öte yandan, belirli süreli iş sözleşmesinde ihbar tazminatından söz
edilemez. Zira, ihbar tazminatı sadece belirsiz iş sözleşmelerinde uygulanan
bir yaptırımdır.
DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ
Davacı vekili, davacının davalıya
ait özel öğretim kurumunda 01.09.2004 tarihinde bir yıllık sözleşme ile sınıf öğretmeni
olarak çalıştığını, 2005 yılında yenilendiğini ve belirsiz süreli hale geldiğini, iş
sözleşmesinin 31.08.2006 tartarihinde feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar
tazminatı ile ödenmeyen ücretinin davalı işverenden tahsilini talep etmiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ
Davalı vekili, davalı ile davacı
arasında 15.09.2004 tarihinde akdedilen sözleşme ile belirli süreli iş ilişkisi kurulduğunu,
2004-2005 öğretim dönemi
için
akdedilen iş sözleşmesinin 30.06.2005 tarihinde sona erdiğini ve iş sözleşmesinin
01.08.2005 tarihinde yenilendiğini, bu sözleşmenin 31.08.2006 tarihinde sona
erecek olması sebebiyle 01.08.2006 tarihinde sözleşmenin yenilenmeyeceğinin
davacı yana bildirildiğini, maaş ödemesi ve bu bildirimin tebliği için
davacının defalarca çağrılmasına rağmen bu çağrıları dikkate almadığı, davacı yanını çektiği ihtarnameye
verilen cevapta kıdem ve ihbar tazminatının haksız olduğu için kabul edilemeyeceğinin ve maaş
alacağının okul muhasebesinden alınacağının bildirildiği, davacının maaşını
muhasebeden almaktan
imtina ederek
dava açma yoluna gittiği, iş sözleşmesinde ücretin nereye ödeneceği hususunda
belirleme bulunmadığını, davalının okul muhasebesinden maaşının alınabileceğinin
bildirilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığını, davalının 625 Sayılı Yasa
kapsamında faaliyet gösterdiğini, belirli süreli iş akdi ile çalışan davacının iş güvencesi
hükümlerinden yararlanamayacağını ve dolayısıyla kıdem tazminatına ve ihbar
tazminatına hak kazanamayacağını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
YEREL MAHKEME KARARININ ÖZETİ
Mahkemece yapılan yargılama
sonunda, davacının davalıya ait ilk öğretim okulunda sınıf öğretmeni olarak belirli süreli iş
sözleşmesi ile çalıştığı, taraflar arasındaki sözleşmeler 625 Sayılı Yasa uyarınca
birer yıllık süre ile yapıldığından ikinci kez yenilenmesi halinde belirsiz
süre hale dönüşmediği, bu nedenle davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak
kazanamayacağı ancak dosya içerisindeki maaş bordrolarından davacının net
aylık ücretinin 750 YTL.olduğu ve davalı tarafın davacının ücret alacağını kabul
ettiği gerekçesi ile ücret alacağının kabulüne, kıdem ve ihbar tazminat
isteklerinin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ
Karar davacı vekili tarafından
davacının 4857 sayılı İş Kanunu'na tabi olduğu, kararın eksik incelemeye
dayandığı, kıdem ve ihbar tazminatının reddinin hatalı olduğu gerekçesi ile
temyiz edilmiştir.
GEREKÇE
1- 4857 sayılı İş Kanunu'nun 17.
maddesinde düzenlenen ihbar önelleri belirsiz süreli iş sözleşmeleri için öngörüldüğünden
ve davacı dava konusu
edilen
dönemde 625 Sayılı Yasa kapsamında belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığından, mahkemece belirli
süreli iş sözleşmesi nitelendirilmesi ile ihbar tazminatının reddine karar verilmesi isabetlidir. Bu
nedenle davacının ihbar
tazminatına
yönelik temyiz istemi yerinde değildir.
2-
Davacının kıdem tazminatına yönelik temyizine gelince:
Halen yürürlükte olan ve kıdem
tazminatını düzenleyen 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14. maddesinde "Bu Kanuna tabi
işçilerin hizmet akitlerinin." cümlesi ile iş sözleşmesinin belirli ya da belirsiz
süreli olmasının kıdem tazminatına hak kazanma açısından önemli olmadığı
belirtilmiştir. Burada önemli olan fesih iradesinin kim tarafından ortaya
konulduğu ve kıdem tazminatına hak kazanma koşullarının gerçekleşip
gerçekleşmediğidir. Örneğin belirli süreli iş sözleşmesini 4857 sayılı İş Kanunu'nun 24.
maddesi uyarınca haklı
nedenle
fesheden işçi bir yıllık kıdem koşulu gerçekleştiği takdirde kıdem tazminatına
hak kazanacaktır. Elbette kural olarak belirli süreli iş sözleşmesi kararlaştırılmış ve süre sonunda
taraflardan herhangi biri fesih iradesini ortaya koymamış ise iş sözleşmesinin
kendiliğinden sona ereceği açıktır. Ancak belirli süreli iş sözleşmesinin sona ermesinden önce
taraflardan biri yenilememe iradesini ortaya koymuş ise burada yenilemeyen
tarafın iradesine göre
kıdem
tazminatına hak kazanılıp kazanılamayacağı araştırılmalıdır. İşveren yenilememe iradesini göstermiş ve
haklı nedene dayanmıyor ise bir yıllık kıdem koşulu gerçekleştiği takdirde
kıdem tazminatı ödenmelidir.
Somut uyuşmazlıkta davacı ile
ilki 01.09.2004, ikincisi 01.09.2005 tarihinde birer yıllık belirli süreli iş
sözleşmesi imzalanmıştır. Davalı işveren 31.08.2006 tarihinde sona erecek sözleşmeyi
yenilemeyeceğini 01.08.2006 tarihinde davacı işçiye bildirmiş ve iradesini
ortaya koymuştur. İş sözleşmesinin işveren tarafından yenilenmemesi nedeni ile bir
yıllık kıdem koşulunu taşıyan davacıya kıdem tazminatının ödenmesi gerekir. Kıdem
tazminatı isteğinin kabulü yerine, yazılı gerekçe ile reddi hatalı olup,
bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ
Temyiz olunan kararın, yukarıda
yazılı sebepten
(BOZULMASINA),
peşin
alınan temyiz
harcının istek halinde ilgiliye iadesine 03.10.2011 tarihinde oybirliğiyle
karar verildi.
< Önceki | Sonraki > |
---|