KAYDUL

HUKUK


Mahkeme Kararları » İş Hukuku »
Pazartesi, 06 May 2024

1985 yılına ait 1 günlük sigortalılığın tespiti davasında kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alındığını gösterir ise de, fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından yeterli değildir.

T.C.

YARGITAY

10. HUKUK DAİRESİ

E. 2012/3335

K. 2012/13900

T. 12.7.2012

DAVA : Dava, 01.01.1985 tarihindeki bir günlük sigortalı çalışmanın ve bu tarihin, sigorta başlangıcı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.

Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.

Hükmün, davalı SGK Başkanlığı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:

KARAR : 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun Geçici 7/1. maddesi uyarınca, anılan Kanunun yürürlük tarihine kadar 506, 1479, 2925, 2926, 5434 sayılı Kanunlar ile 506 sayılı Kanunun Geçici 20. maddesine göre oluşturulan sandıklara tabi sigortalılık başlangıçları ile hizmet sürelerinin tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirileceği ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi kuralı karşısında, davanın yasal dayanağının 506 sayılı Kanunun 79 ve 108. maddeleri olduğu kabul edilmelidir.

Davaya konu somut olayda, davacının, 01.01.1985 tarihinde davalı işyerinde işe başladığına dair işe giriş bildirgesi hak düşürücü süre dahilinde Kuruma verilmiş ise de, Kuruma intikal etmiş bordrolar mevcut olmayıp, anılan bildirgeye dayalı hizmet bildirilmemiştir. Yapılan yargılama hüküm vermeye yeterli olmayıp, fiili çalışmanın ispatlanamadığı, işe giriş bildirgesinin verilmiş olması ile yetersiz tanık anlatımına dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 108. maddesi sigortalılık süresini düzenlemekte olup, sigortalılık niteliği taşımayan bir kimsenin sigortalılık süresinden de söz edilemez. Olağan olarak sigortalılık niteliği, 506 sayılı Kanunun 2. maddesine göre hizmet akdinin kurulması ve 6. madde gereğince çalışmaya başlaması ile edinilir. Bu maddelerde açıkça belirtildiği üzere, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur ve fiili çalışma saptanmadıkça, sadece hizmet akdine dayanılması halinde dahi sigortalılık söz konusu olamaz. Bu kapsamda fiili çalışmanın varlığının hangi kanıt ve olgularla belirleneceği üzerinde durulmalıdır. Çalışmayı kanıtlayacak olan belgeler, işe giriş bildirgesinin yanında, Kanunun 79. maddesinde belirtilen ve sigortalının çalışma gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde belirtilen dört aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alındığını gösterir ise de, fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. O halde mahkemece yapılacak iş; davacının sigorta sicil numarasının daha sonraki çalışmalarında kullanılıp kullanılmadığı, davaya konu tarihle, çalışmanın geçtiği işyerinden veya komşu işyerlerinden, çalışmayı bilebilecek tanıkları dinlemek, varsa, iş yerinde tutulması gerekli dosya, puantaj kayıtları ve ücret bordrolarından yararlanmak, davacıya anılan işe giriş bildirgesi ile verilen sigorta sicil numarasının hangi yıl serilerinden olduğunu belirlemek, işe giriş bildirgesindeki imzanın davacıya aidiyeti hususunu yöntemince saptamak, müfettiş raporlarının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi böylece gerçek çalışma olgusunun somut ve inandırıcı bilgilere dayalı biçimde ortaya konulması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi olmalıdır. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2011 gün ve 2011/ 10-527 E. 2011/552 K. numaralı ilamında da aynı ilkeler açıklanmıştır.

O halde, davalı SGK Başkanlığı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu’nun 36. maddesi uyarınca harçtan bağışık olduğundan, Kurumdan harç alınmasına yer olmadığına, 12.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Tags: 1479 sayılı kanun | 2925 sayılı kanun | 506 sayılı kanun | 5434 sayılı kanun | 5510 sayılı kanun | alacak avukatı | bursa iş davaları avukatı | bursada sgk avukatı ara | çağlayanda iş davaları | hizmet tespit davası | iş davaları | işçi davaları | işçilik alacakları | perpa iş davaları | perpada iş davaları


e-mail:
info @ kaydulhukuk.com

Telif Hakkı © 2012 Kaydul Hukuk Bürosu. Tüm hakları saklıdır. Bu sitede paylaşılan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlı olup,
Türkiye Barolar Birliğinin ilgili düzenlemeleri uyarınca reklam, teklif, hukuki öneri veya danışmanlık teşkil etmez.