KAYDUL

HUKUK


Mahkeme Kararları » İdare Hukuku »
Cuma, 26 Nis 2024

Orman Kanunu'nun 2/B maddesi uyarınca orman sınırı dışına çıkarılan alanların orman köylülerine tahsisi dışında bir amaca ayrılmasının mümkün olmadığından, uygulama imar planı doğrultusunda parselasyon işlemine tabi tutulmasında hukuka aykırıdır.

T.C.

DANIŞTAY

6. DAİRE

E. 2009/13281

K. 2012/6251

T. 19.11.2012

İstemin Özeti : Antalya İli, Kemer İlçesi, Karayer Mevkiinde bulunan ... parsel sayılı taşınmazı da kapsayan alanda 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi ve 3290 sayılı Yasanın Ek 1. maddesi uyarınca imar uygulaması yapılmasına ilişkin 06/12/1995 tarihli, 468 sayılı Kemer Belediye Encümeni kararının iptali yolunda Antalya 2. İdare Mahkemesince verilen 10/04/2009 tarihli, E:2008/1256, K:2009/571 sayılı kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hâkimi: Ulya Emiroğlu

Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

KARAR : Dava; Antalya İli, Kemer ilçesi, Karayer Mevkiinde bulunan parsel sayılı taşınmazı da kapsayan alanda 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi ve 3290 sayılı Yasa'nın Ek  1. maddesi uyarınca imar uygulaması yapılmasına ilişkin 06/12/1995 tarihli, 468 sayılı Kemer Belediye Encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, orman niteliğini kaybetmiş olmaları nedeniyle orman sınırları dışına çıkartılan ve hazine adına tescil gören dava konusu taşınmazın öncelikle orman alanı dışına çıkartılma amacı çerçevesinde planlanması gerektiği gibi benzer durumdaki taşınmazlarla ilgili açılan tapu iptali davaları ile mülkiyetin ihtilaflı bulunması karşısında öncelikle mülkiyetin belirlenmesi ve alanın şahıs arazisi veya orman sınırları dışına çıkartılarak yalnızca orman köyleri halkının nakli ve yerleştirilmesi amacıyla değerlendirilmesi gereken yer kapsamında olup olmadığı belirlenmek suretiyle sözü edilen alanda imar uygulaması yapılması gerekmekteyken, taşınmazın mülkiyet durumu netleşmeden anılan yerde 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesi ve 3290 sayılı Yasa'nın Ek 1. maddesi uyarınca imar uygulaması yapılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Anayasanın "Ormanların korunması ve geliştirilmesi" başlıklı 169. maddesinde: "Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir.

Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz.

Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasi propaganda yapılamaz; münhasıran orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.

Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen, aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen yerler ile 31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler, şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dışında, orman sınırlarında daraltma yapılamaz." hükmüne; "Orman köylüsünün korunması" başlıklı 170. maddesinde ise: "Ormanlar içinde veya bitişiğindeki köyler halkının kalkındırılması, ormanların ve bütünlüğünün korunması bakımlarından, ormanın gözetilmesi ve işletilmesinde Devletle bu halkın işbirliğini sağlayıcı tedbirlerle, 31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tamamen kaybetmiş yerlerin değerlendirilmesi; bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında yarar görülmeyen yerlerin tespiti ve orman sınırları dışına çıkartılması; orman içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen bu yerlere yerleştirilmesi için Devlet eliyle anılan yerlerin ihya edilerek bu halkın yararlanmasına tahsisi kanunla düzenlenir.

Devlet, bu halkın işletme araç ve gereçleriyle diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırıcı tedbirleri alır.

Orman içinden nakledilen köyler halkına ait araziler, Devlet ormanı olarak derhal ağaçlandırılır." hükmüne yer verilmiştir.

6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi ise: "Orman sayılan yerlerden:

B ) 31/12/1981 tarihinden önce bilim va fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerlerden; tarla, bağ, bahçe, meyvelik, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık ( antep fıstığı, çam fıstığı ) gibi çeşitli tarım alanları veya otlak, kışlak, yaylak gibi hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler ile şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerleşim alanları orman sınırları dışına çıkartılır." hükmüne amirdir.

Anayasa Mahkemesinin 27.09.1995 tarihli, E:1995/13, K:1995/51 sayılı, 30.03.1993 tarihli, E:1992/48, K:1993/14 sayılı, 23.1.2002 tarihli, E:2001/382, K:2002/21 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, Anayasanın 169. maddesine göre orman sınırları dışına çıkarma sonucu elde edilen alanların sadece Anayasanın 170. maddesinde öngörülen orman köyleri halkının nakli ve yerleştirilmesi amacıyla değerlendirilebileceği açıktır.

Öte yandan, imar mevzuatında 6831 sayılı Orman Kanununun 2/B maddesi uyarınca hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazların planlamaya tabi tutulmayacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, Danıştay Altıncı Dairesinin yerleşik içtihatları gereği 6831 sayılı Orman Kanunu kapsamında orman alanı dışına çıkartılan taşınmazların plan kapsamına alınması halinde bu vasfının korunması suretiyle ve orman alanı dışına çıkartılma amacı çerçevesinde planlamalarının yapılması gerektiği kabul edilmektedir.

Dosyanın incelenmesinden, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi uyarınca orman sınırlarına çıkartılan ve tarla vasfıyla hazine adına tescil edilen Antalya İli, Kemer İlçesi, Karayer Mevkii, ... parsel sayılı taşınmazın yapılaşmaya açılmasına imkan verecek kullanım fonksiyonu belirlenmesi yönünde 1/1000 ölçekli uygulama imar planı kapsamına alındığı, taşınmazın 06/12/1995 tarihli, 468 sayılı encümen kararı ile de parselasyon işlemine tabi tutulduğu, Kemer Kadastro Mahkemesinin 07.03.2000 tarihli, E:1995/140, K:2000/66 sayılı kararıyla taşınmazın 15.150 m2'lik kısmının ... Turistik Tesisleri A.Ş. adına tapuya tescil edildiği, 2.001 m2'lik kısmının orman vasfının yitirmiş 2/B arazisi olarak Hazine adına tesciline, 2.199 m2'lik kısmının ise orman arazisi olarak Hazine adına tesciline karar verildiği, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 26.04.2001 tarihli, E:2001/10459, K:2001/3239 sayılı kararıyla söz konusu mahkeme kararının sadece 2/B arazisine ilişkin 3. şahıs lehine beyanlar hanesinde tasarruf şerhi verilmesine yönelik kısmının bozulduğu anlaşılmaktadır.

Anılan mahkeme kararları uyarınca, dava konusu taşınmazın 2.001m2'lik kısmının Orman Kanunu'nun 2/B maddesi uyarınca orman sınırı dışına çıkarılan alanlardan olduğu ihtilafsız olup, bu gibi yerlerin orman köylülerine tahsisi dışında bir amaca ayrılmasının mümkün olmaması karşısında, söz konusu taşınmazın yapılaşmaya açılması yönünde kullanım kararı getiren 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı doğrultusunda imar uygulamasına tabi tutulmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Bu doğrultuda, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Öte yandan, 26.04.2012 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun uyarınca orman vasfını kaybetmiş 2/B niteliğindeki arazilerinin planlanması ve imar uygulamasına tabi tutulmasına ilişkin özel bir prosedür belirlenmiş olup, bu hususun bakılan davada değerlendirilme olanağı bulunmadığı açıktır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Antalya 2. İdare Mahkemesince verilen 10/04/2009 tarihli, E:2008/1256, K:2009/571 sayılı kararın yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 19.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Tags: bina | bursada imar avukatı | ceza | ceza davası avukatı | ceza hukuku | ceza muhakemesi kanunu | cmk | idari dava avukatı | imar | imar avukatı | imar kirliliği | istanbulda imar avukatı | kaçak yapı | kaçak yapı avukatı | suç | türk ceza kanunu


e-mail:
info @ kaydulhukuk.com

Telif Hakkı © 2012 Kaydul Hukuk Bürosu. Tüm hakları saklıdır. Bu sitede paylaşılan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlı olup,
Türkiye Barolar Birliğinin ilgili düzenlemeleri uyarınca reklam, teklif, hukuki öneri veya danışmanlık teşkil etmez.