T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/17636
K. 2013/1888
T. 7.2.2013
DAVA : Davacı vekili tarafından, davalı B... Ltd. Şti. aleyhine
03.02.2012 gününde verilen dilekçe ile ihtiyati haciz istenmesi üzerine
mahkemece yapılan yargılama sonunda; H.M.K. 114/1-c maddesindeki görevsizlik
nedeniyle reddine dair verilen 06.02.2012 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi
davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin
kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile
dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun
gerektirici nedenlere göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının
reddiyle,
SONUÇ : Usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, ve aşağıda yazılı
onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 07.02.2013 gününde oybirliği ile
karar verildi.
YEREL MAHKEME İLAMI
T.C.
KOZAN ( DEĞİŞİK İŞ KARAR )
1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2012/6 D.İş
KARAR NO: 2012/6
Alacaklı vekili mahkememize verdiği dava
dilekçesinde; müvekkilinin borçludan 20.000.-TL alacağı olduğunu, borçlunun
çekin vadesi gelmiş olmasına rağmen halen müvekkiline olan borcunu ödemediğini,
bu sebeple borcun herhangi bir rehin ile de teminat altına alınmamış olduğundan
borçluların borca kafi gelecek miktardaki menkul ve gayrimenkul malları ile
sair üçüncü şahıslarda bulunan hak ve alacakları üzerine ihtiyaten haciz
vaazına karar verilmesini istemiş olmakla işin müstaceliyeti göz önünde
bulundurularak mürafaa icrasına mahal olmadığı anlaşılmakla, dilekçe ve ekleri
incelendi.
G. DÜŞÜNÜLDÜ:
Alacaklı vekili dilekçesinde izah ettiği üzere
borçlunun alacaklıya 20.000,00.-TL borçlu olduğunu, iş bu borcun vadesinin
hulul eylemiş olup çeke müstenid bulunduğu iddia edildiği gibi rehinle de temin
edilmediği dilekçeye bağlı çekin tetkikinden anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK'nın 01.10.2011 tarihinde
yürürlüğe girmiştir, mahkemelerin görevleri 1-4. Maddeler arasında düzenlenmiş,
4. maddede Sulh Hukuk Mahkemesinin görev alanına giren dava ve işler sayılırken
4/1-Ç maddesinde bu kanun ve diğer kanunların Sulh Hukuk Mahkemesi veya Sulh
Hukuk Hakimini görevlendirdiği davaları şeklinde bir ifadeye yer verilmiştir.
Basit Yargılama usulü 6100 sayılı HMK'nın 316-322
maddeleri arasında düzenlenmiş 316/1-A maddesinde Sulh Hukuk Mahkemesinin görev
alanına giren tüm dava ve işlerin basit yargılama usulüne göre görüleceği, yine
316/1-C maddesi de ihtiyati haciz taleplerinin basit yargılama usulüne göre
görüleceği ifade edilmiştir.
HMK sistematiğine göre; genel görevli mahkeme
Asliye Hukuk Mahkemesi olup, Asliye Hukuk Mahkemelerinde kural olarak; yazılı
yargılama usulü uygulanır. Bunun dışında basit yargılama usulünün uygulandığı
dava ve işlerin Asliye Hukuk Mahkemesinde görülebilmesi için buna ilişkin açık
bir düzenlemenin bulunması gerekir. Örneğin; 2942 Sayılı kamulaştırma kanunun
37. maddesinde bu kanundan kaynaklanan dava ve işlerin Asliye Hukuk
Mahkemelerinde basit yargılama usulüne göre görüleceği, 5521 Sayılı İş
Mahkemeleri Kanunun 7. maddesine göre bu kanun kapsamına giren dava ve işlerin
sözlü yargılama usulüne göre görüleceği, HMK'nın 447. maddesinde diğer
yargılama usullerine atıf yapılan hallerde basit yargılama usulü hükümlerinin
uygulanacağının hüküm altına alındığı, 5490 sayılı nüfus kanunun 36. maddesinde
bu kanun kapsamına giren dava ve işlerin Asliye Hukuk Mahkemesinde görüleceği,
4787 sayılı Aile Mahkemelerinin kuruluş ve görevleri hakkındaki kanunun 2/1 ve
4. maddelerinde bu kanun kapsamına giren dava ve işlerin Asliye Hukuk ( Aile
Mahkemesi ) Sıfatıyla görüleceği hüküm altına alınmıştır.
HMK'nın 316/1-Ç maddesinde sayılan nafaka
davaları basit yargılama usulüne tabi olarak kabul edilmiş olmasına rağmen,
4787 sayılı kanundaki özel hüküm sebebiyle Asliye Hukuk ( Aile ) Mahkemesi
Sıfatıyla bu davalara bakıldığı, yine HMK'nın 316/1-D maddesinde sayılan hizmet
ilişkisinden doğan davaların basit yargılama usulüne göre 5521 sayılı kanundaki
Özel Hüküm sebebiyle Asliye Hukuk ( İş ) Mahkemesi Sıfatıyla görüldüğü, yine
HMK'nın 382/1-A-2. maddesinde sayılan ad ve soyadın değiştirilmesi davalarının
5490 sayılı kanunun 36. Maddesindeki özel hüküm sebebiyle Asliye Hukuk
Mahkemesinde basit yargılama usulüne göre görüldüğü açıktır.
İhtiyati Haciz talepleri ise; dava niteliğinde
değil, iş niteliğindeki taleplerdir. İhtiyati haciz İİK'nun 257. ve devamı mad.
düzenlenmiş, görevli mahkemenin genel hükümlere göre belirleneceği İİK'nun 258.
maddede düzenlenmiştir. Bu atıf sebebiyle HMK'nın 316/1-C maddesinde basit
yargılama usulüne tabi bir iş olarak düzenlenen ve HMK'daki bu açık hüküm
sebebiyle HMK'nın 4/Ç bendi kapsamında nitelendirilmesi gereken bu iş yönünden,
Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna dair açık bir düzenleme
bulunmamaktadır. Böyle bir açık düzenleme bulunmaması sebebiyle basit yargılama
usulüne tabi olan dava ve işlerde genel görevli mahkeme olan Sulh Hukuk
Mahkemesinin ihtiyati haciz talebine ilişkin işlerde görevli olması gerekir.
Bu açıklamalar ışığında, ihtiyati haciz talebi
ile ilgili olarak basit yargılama usulüne tabi olduğu hususunda hiçbir tereddüt
bulunmayan bu talepler yönünden, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu
yönünde açık bir düzenleme bulunmadığı, bu durumda basit yargılama usulüne tabi
olan işler yönünden genel görevli mahkeme olan Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli
olduğu kanaatine varılmakla, talebin dava şartlarından olan HMK'nın 114/1-C
maddesindeki görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve
aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Talebin HMK'nın 114/1-C maddesindeki
görevsizlik nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Alacaklı tarafça sarf edilen 59,25.-TL mahkeme
giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dair; red kararının tebliğinden itibaren 15 gün
içerisinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme
sonucunda karar verildi. 06.02.2012
< Önceki | Sonraki > |
---|